Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker

Abdülmu’tî Efendi, Hicaz evliyasındandır. On beşinci asırda Mekke-i mükerreme büyükleri arasında “Şeyh-ül-Harem” lakabıyla, kerâmet ve hâlleriyle de Müslümanlar arasında meşhûr oldu. İnsanlara faideli nasihatler yapardı. Vefatına yakın yaptığı nasihatlerde buyurdu ki: “TASAVVUFUN BAŞI İLİMDİR”“Tasavvufun başı ilim, ortası amel, sonu mevhibe yâni Allahü teâlânın lutf ve ihsânı olan mânevî ilimdir. İlim,…

Devamını oku

Üç teşekkür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Allah’ın sevgisini, rızasını kazanmak istiyorsanız, önce onun kullarının sevgisini, rızasını kazanın!) ve (İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmiş olamaz) buyuruyor. Yani, eğer birisi bize bir iyilik eder, biz de teşekkür etmezsek, Rabbimize şükretmiş olamayız. Bize gelen nimete vesile olan kişiye teşekkür etmedikçe, o nimet…

Devamını oku

Utanmada üç derece…

Hayâ, üç derece olarak bildirilmiştir; yanî kötü iş yapınca utanmak üç kısımdır. Birincisi; hayâ mertebelerinin en yükseğidir ki, takvâ sahiplerinin ve Allahü teâlânın velî kullarının hayâsıdır. Bunlar, Allahü teâlâdan hayâ ederler. Bu hayâ, Allahü teâlânın emirlerine itaat edip, yasaklarından sakınmaktır. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Allahü teâlâdan hakkıyla hayâ ediniz.” “Bu…

Devamını oku

Halîfenin acı sonu!..

Süfyân-ı Sevrî hazretleri 713 (H.95) senesinde Kûfe’de doğdu. 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiînin büyüklerindendir. Mahlûklara karşı çok şefkatliydi. Bir gün elinde bulunan bir ekmekten hem kendisinin yediğini, hem de yanında bulunan köpeğe yedirdiğini gördüler. “Niçin böyle yapıyorsunuz?” diye soranlara; “Sabaha kadar beni bekliyor, ben de namaz kılıyorum” cevâbını…

Devamını oku

Feyz ve edeb

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Güneş, herkese ısı, ışık veriyor. İnsanlar da ondan istifade edip hayat buluyor. Böyle iken yani bütün dünya güneşten faydalandığı halde, (Benim sayemde ısınıyorsunuz, sizi ben aydınlatıyorum) demiyor. Büyükler de böyledir. Bütün dünyaya feyz saçtıkları halde, (Bu aciz, bu fakir, biz hiçiz) derler. Ehl-i sünnet vel-cemaat…

Devamını oku

Peygamberimizin eğitimi

Eğitimde işin esâsı, hem kendisine faydalı, hem de âilesine, milletine, vatanına ve devletine, hattâ bütün insanlığa faydalı birer unsur meydâna getirmektir. İşte bu güzel ülkenin bütün vatandaşlarının ana hedefi bu olmalıdır. Bu da, iyi bir eğitim ile mümkün olabilir. Şüphesiz ki, eğitimciler için nümûne-i imtisâl yani örnek insan, ideal eğitimci,…

Devamını oku