Ölüm var! Âhiret var!

Ebû Alî Dekkak hazretleri, vefat edince, sevdiklerinden biri, rüyâda gördü kendisini. Baktı ki çok üzgün, devamlı ağlıyor.– Efendim, niçin ağlıyorsunuz, dünyaya geri dönmeyi mi istiyorsunuz? diye sordu.Cevabında;– Dünya’ya bir şey için dönerim, buyurdu.– O nedir ki efendim? deyince;– Elime demirden bir baston alır, ayağıma demirden bir ayakkabı giyer, bütün dünyayı…

Devamını oku

Mürüvvet sahibi…

Mürüvvet, başkalarına iyilik etmek, iyilikleri sevmek demektir. 1) İnsanlardan değil, sâdece Allahü teâlâdan korkmak. Âl-i İmrân sûresi 173. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar kendilerine; ‘Düşmanlarınız size karşı ordu hazırladı. O hâlde onlardan korkun’ (dediler) de, bu söz, onların îmânlarını arttırdı ve üstelik; ‘Allah bize kâfidir…

Devamını oku

“El amân ey Fahr-i âlem el amân…”

Himmetzâde Abdullah Efendi, 1640 (H.1050) yılında İstanbul’da doğdu. 1710 (H.1122) yılında vefât etti. Üsküdar’daki Bezcizâde Tekkesinde babasının yanına defnedildi. Babası Himmet Efendi, Bayramiyye yolunun şeyhlerindendi. O da babasına talebe oldu… “GÜNAHLARIMIZ YÜZÜNDEN”1683 yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın Viyana önünde uğradığı büyük bozgundan sonra, Almanlar ve Polonyalılarla berâber Ruslar ve Venedikliler…

Devamını oku

Selam almanın önemi

Sual: Selam verince bazıları almıyor. Selam almak farz değil mi? CEVAP: Evet, selam almak farzdır. Selamı mazeretsiz almamak haramdır. Bütün nafile ibadetler, selam almanın yanında, denizde damla bile olamaz. Farzın önemini düşünerek, selamlaşmayı büyük bir nimet bilmelidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:(Allahü teâlâya yemin ederim ki, mümin olmadıkça Cennete giremezsiniz.…

Devamını oku

Resûlullah Efendimizi övmek…

Bilindiği gibi, dînde inanılacak altı şeyden [Âmentü esâslarından] dördüncüsü, Allahü teâlânın “Peygamber”lerine inanmaktır… Cenâb-ı Hakk’ın, kullarına, râzı olduğu yolu göstermek için, çeşitli kavimlere, zaman zaman peygamberler gönderdiği, akl-ı selîm sâhibi herkes tarafından kabûl edilen çok açık bir husûstur. Hazret-i Âdem’den sonra muhtelif asırlarda, çeşitli coğrafî bölgelere “Hazret-i Nûh”, “Hazret-i İbrâhîm”,…

Devamını oku

Niçin çok severmiş?

Allah dostlarından Muhammed ibni Hafif hazretleri devrinin bir tekiydi. Çok talebesi vardı. Lâkin içlerinden birini, diğerlerinden daha çok sever, diğerleri bunun sebebini merak ederlerdi.Bir gün hocalarına gelip;– Efendim, filân arkadaşımızı niçin çok seversiniz? diye sordular.İbni Hafîf hazretleri;– Bunu yarın anlarsınız, buyurdu.Talebeler sabahı zor ettiler.Ertesi gün dergâhta toplandılar.O sırada dergâhın önünde…

Devamını oku