“Bu işin çâresi ne?..”

Ebû Yûsüf hazretleri zamanında devrin sultânı, bir akşam zevcesiyle münakaşa ederken, bir an öfkeye kapılıp;– Bu geceyi, benim mülkümde olan toprakta geçirirsen, boş ol! dedi.Az sonra siniri geçip sâkinleşti.Ve pişman oldu böyle dediğine.Ancak ok yaydan çıkmıştı.Şimdi ne yapacağım? diye düşünürken, Ebû Yûsüf hazretlerini hatırladı birden.Başından geçenleri Ona anlatıp;– Bu işin…

Devamını oku

Sadaka vermede ölçü

Hazreti Ebû Abs bin Cebr anlatır: “Resûl-i ekrem efendimiz, Esbâbını sadaka vermeye teşvik ettiği zaman, herkes gücü yettiği kadar sadaka olarak bir şeyler getirdiler. Utbe bin Zeyd hazretleri, o gece dışarı çıktı ve bir süre namaz kıldıktan sonra; “Allahım! Sadaka olarak vereceğim hiç malım yok. Ben de sadaka olarak kullarından…

Devamını oku

“Ey bu köşkleri dikenler!”

Abdullah bin Abdülazîz Ömerî hazretleri, tanınmış hadîs âlimlerindendir. 184 (m. 800) senesinde Medine-i Münevvere’de vefât etti. Babasından ve başkalarından hadîs-i şerîf rivâyet etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları: ŞÜKREDENLER VE SABREDENLEREnes bin Mâlik’ten rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “… Dünyâ husûsunda kendisinden aşağıda olanlara bakıp,…

Devamını oku

Aklı bırakmak ne demek?

Sual: Bir âlime veya mürşid-i kâmile tâbi olmak, körü körüne itaat etmek, hür düşünceyi engellemek olur mu?CEVAP: Eski devirlerde yaşamış, mürşid-i kâmil denilen zatlar, sıradan kimseler değildi. Basiretleri açık, selim akıl sahibi kimselerdi. Mürşide tâbi olan insanın aklı ve ilmi, hocasının aklı ve ilmiyle kıyas kabul etmezdi.Akıl göz, İslamiyet ise…

Devamını oku

Dört karış boynuzlu koç!..

İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretleri zamanında bir kişi, bir oğlu olmasını çok istiyor, ama bir türlü olmuyordu.Muradına kavuşmak için adak yapmak?hatırına?geldi?ve?Yâ Rabbî! Bana bir oğul verirsen, senin rızân için dört karış boynuzlu bir koç kurban edeceğim diye nezretti.Çok geçmeden ona bir erkek evlât verdi cenâb-ı Hak.Sıra nezrini yapmaya gelmişti.İyi de, dört…

Devamını oku

Allahü teâlâ gafûr ve rahîmdir

İnsânların, sıhhatli, sağlam, râhat, neşeli yaşamalarına ve âhirette sonsuz saâdete kavuşmalarına sebep olan faydalı şeylere ni’met denir. Allahü teâlâ, kullarına karşı gafûr ve rahîmdir yani affedici ve çok merhametlidir. İnsanlara râhat ve huzûr içinde yaşayabilmeleri için, her an sayısız lütuf ve ihsânlarda bulunmaktadır. Merhametinin çokluğundan, kullarına lâzım olan bütün ni’metleri…

Devamını oku