Gömleğin kollarını kısalt!

Fadl bin Salim (radıyallahü anh) rivayet etmiştir: “Bir gün Hazret-i Ali bir gömlek satın aldı. Ve giyip baktı. Kolları uzundu. Terziye gidip ‘Bu gömleğin kollarını biraz kısalt’ buyurdu. Terzi baktı. Ve cevaben: ‘Kesemem, kusurlu olur’ dedi. Hazret-i Ali: ‘Ayıbı benim, sen kes’ buyurdu. O da ‘peki’ dedi Ve birazcık kesti.…

Devamını oku

Müminler işkence görüyorlardı

Peygamberimizin muhterem hanımlarından Sevde binti Zem’a (radıyallahü anha), amcasının oğlu Sekran bin Amir ile ilk evliliğini yapmış, İslamiyet’in ilk yıllarında kocasıyla birlikte iman etmişlerdi. Müslümanlar gariptiler. Fakir ve kimsesizdiler. İşkence görüyorlardı. Hazret-i Sevde, kocası Sekran’la Habeşistan’a hicret ettiler. Mekke’ye dönünce Hazret-i Sekran vefat etti. Hazret-i Sevde üzüldü. ? ? ?…

Devamını oku

Kimin bende hakkı varsa

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), bazı Eshapla Şam’a geldiklerinde Eshaba dönüp: “Ey Resul’ün Eshabı! Kimin bende bir hakkı varsa gelip istesin!” buyurdu. Eshap şaşırdılar. Birbirlerine baktılar. Zira adaletiyle ün salmış olan böyle yüce bir zatta kimin hakkı olabilirdi? Derken Halifenin kölesi hazret-i Mugire öne çıktı. Ve gayet edeple: “Efendim, mühim bir…

Devamını oku

Bana da yeni elbise al!

Hazret-i Ömer halifeyken bir bayram gelmişti. Çoğu Eshab çocuklarına bayramlık elbise almışken, o kendi oğluna alamamıştı. Her çocuk neşeliydi. Onun oğlu üzgündü. Babasına koşup: “Babacığım, bana da yeni elbise al, arkadaşlarıma hep alınmış” dedi. Halife ona: “Bizim paramız yok” dedi. Çocuk daha bir mahzun oldu. Daha da üzüldü. Ve geri…

Devamını oku

Osman’dan hediyedir

Efendimiz, bir gün Eshab-ı Kiram’ına karşı “Her Peygamber, bir Eshabiyle övünür. Ben de Eshabımdan Osman bin Affan ile övünüyorum” buyurdular. Bir gün de: “Melekler benimle övündükleri gibi, ben de, Eshabımdan Osman bin Affan ile övünürüm” buyurdular. ? ? ? Bir savaşta İslam askerinin yiyeceği bitmiş, gaziler ümitsizliğe düşmüşlerdi. Efendimiz, Eshab’ın…

Devamını oku

Resulullah’a âşık bir fakir

Bağdat’ta bir grup zengin, Hac yolculuğuna çıktılar. O yörede Resulullah’ın aşkıyla yanan bir fakir vardı ki yıllardır Kâbe hasretiyle yanıp kavruluyordu. Kafileyi gördü. Ve katıldı o kervana. Ama parası yoktu. Bineği de yoktu. Zenginlerden biri fark etti onu. Alaylı bir tavırla: “Ey fakir! Bineğin yok, azığın yok, paran yok. Nasıl…

Devamını oku