Üzerinde iki zırh vardı

Uhud günü İbni Kamia kâfiri, Peygamberimizi öldürmeye yemin etmiş, her yerde Onu arıyordu. Efendimiz’in üzerinde iki zırh vardı. Başında miğferi. Müşrik Onu gördü. Hızla yaklaşıp kılıcını vurdu. Efendimizin mübarek omuzları yaralandı. Üstelik müşriklerin Müslümanları düşürmek için kazdıkları çukura iyice yaklaşmışlardı. ? ? ? Kâfir daha ilerledi. Bir kılıç daha vurdu.…

Devamını oku

Kim bir düşman öldürürse

Hazret-i Talha (radıyallahü anh), Huneyn savaşında vardı. Çok gayret gösterdi. Yirmi kâfir öldürdü. Huneyn’deki kahramanlıklarından ve cömertliğinden ötürü Resulullah’tan “Talhat-ül-Cûd” -cömert Talha- lakabını aldı. ? ? ? Cemel Vakası’nda Hazret-i Ali harp meydanını gezerken, hazret-i Talha’yı ölenler arasında görünce çok üzüldü. Pek çok ağladı. Kucağına aldı. Yüzündeki toprakları sildi ve…

Devamını oku

Götürün, ona verin!

Bir gün Hazret-i Talha, omuzunda çok kıymetli bir şal ile giderken adamın biri arkadan geldi ve o şalı omuzundan çekip aldı. Görenler onu tuttular. Şalı geri aldılar. Hazret-i Talha onlara “Niçin aldınız. Götürün, tekrar ona verin” buyurdu. Öyle yaptılar. Adam çok utandı. İade etmek istedi. Hazret-i Talha “Allah mübarek etsin.…

Devamını oku

Asla satmam bu fiyata!

Medine’de müthiş bir kıtlık olmuştu bir sene. Herkes açlıktan kırılıyordu. Derken Hazret-i Osman’ın buğday kervanı girdi şehre. Tam yüz deve idi. Haberi alan koştu: “Yâ Osman! Buğday da tam zamanında geldi” dediler. Cevaben: “Evet öyle” dedi. “Bir ölçek buğday için yedi dirhem versek, ne dersin?” “Bu fiyata satmam!” Şaşırdılar: “Neden…

Devamını oku

Daha fazla veren var!

(Dünden devam) Hazret-i Ebu Bekir: “Yâ Osman! Eshab sana kırılmış” buyurdu. O sordu ki: “Niçin kırılmışlar?” “Buğdayın ölçeğine yedi dirhem vermişler, satmamışsın.” “Evet satmadım.” “Neden?” “Daha fazla veren var da onun için.” “Kim, ne kadar veriyor?” Hazret-i Osman: “Yâ Eba Bekir! Onlar ‘bire yedi’ verdiler. Hâlbuki Cenab-ı Hak, ‘bire yedi…

Devamını oku

Sen mi hırsızlık ettin?

Hazret-i Ali’yi sevenlerden siyah bir köle hırsızlık yapmıştı. Onu yakaladılar. Hazret-i Ali’ye getirdiler. O da sordu köleye: “Sen hırsızlık mı yaptın?” Köle: “Evet, hırsızlık yaptım” deyince, kölenin elini kesti. O da çıkıp gitti. ? ? ? Yolda Selman-ı Farisi ile İbni Zekvan’a rastladı. İbni Zekvan sordu: “Elini kim kesti?” “Allah’ın…

Devamını oku