Ne okuyordunuz?

Ömer bin Hattab, patlamaya hazır bir yanardağ gibiydi. Onlara döndü. Ve hiddetle: “Size soruyorum ne okuyordunuz? Kur’ân okuyordunuz değil mi?” diye sordu. Said yaklaştı. Ve korkarak: “Hayır yâ Ömer! Sana öyle gelmiştir” dedi. Ömer kükredi: “Peki neydi o duyduklarım?” Said önce sustu. Sonra cevapladı: “Şey… aramızda bir mesele vardı, onu…

Devamını oku

Kolları yana düştü!

(Dünden devam) Ömer bin Hattab kız kardeşinin yanağındaki kanı görünce içi sızladı. Yaptığına pişman oldu. Eli kolu yana düştü. Sessizce yere çöktü. İşte ne olduysa o anda oldu. Fatıma, imanından aldığı kuvvetle fırladı ayağa. Ve dikildi karşısına. Korkmuyordu artık. Her şeyi göze alıp; “Niçin yâ Ömer! Niçin Allah’tan utanmıyor, mucizelerle…

Devamını oku

Allah her gizliyi bilir

(Dünden devam) Ömer sordu: “Yani yerlerde ve göklerde ve ikisi arasında ne varsa hepsi sizin taptığınız İlahın mülkü öyle mi?” “Tabii ki.” “Doğrusu hayret ettim. Bizim bin beş yüz kadar tanrımız var. Fakat hiçbirinin tek karış yeri yoktur” dedi. Hoşuna gitmişti. Devam etti okumaya: “Allah her gizliyi bilir. O’ndan başka…

Devamını oku

Beni ona götürün!

(Dünden devam) Sevinçten her birinin yüzünde güller açtı. Herkesin içi içine sığmıyordu. Ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Yüzler gülüyordu. Herkes mutluydu. Hazret-i Said, Hazret-i Fatıma ve Hazret-i Habbab bir şey bekliyorlardı ondan. Ağzının içine bakıp “şehadeti” söylesin diye sabırsızlanıyorlardı. Vaktiydi gayri. Tam zamanıydı. Ömer sordu: “Peygamber şimdi nerede?” Az önceki kaba adam gitmiş, yerine…

Devamını oku

Hele okuması bitsin!..

(Dünden devam) Hazret-i Ömer, bir gün dağ gibi heybetiyle Beytullaha doğru yürüyordu. Efendimizi bulacak, Onu ihtar edecekti. İkaz edecekti. Kâbe’ye vardı. Efendimiz, oradaydı ve yeni gelen El-Hakka suresini okuyordu. Bir kenara saklanıp dinledi. Kendi kendine: “Hele okuması bitsin, o zaman konuşurum” dedi. *** Ama öyle olmadı. Dinleyince hoşlandı. Kalbi yumuşadı.…

Devamını oku

Tek çare öldürmek!..

(Dünden devam) Hazret-i Hamza’nın iman etmesinin üzerinden üç gün geçmişti ki müşrikler acele toplandılar. İstişare ettiler. Çare aradılar. Ebu Cehil başroldeydi yine. Herkes bir fikir sürdü öne. Ebu Cehil’e göre çare tekti: Onu öldürmek! Yoldaşlarına: “Arkadaşlar! Bundan sonra tek çaremiz var. Onu öldüreceğiz!” dedi. *** Ömer bin Hattab: “Bu işi…

Devamını oku