Hırsız sıkışıp kaldı!..

Hırsızın biri Halife-i Kızılayak’ın çarşıdaki dükkânına girmişti. Eşyaları topladıktan sonra tam pencereden dışarı çıkmaya çalışırken, pencerede bir hareket oldu. Daralmaya başladı. Hırsız sıkışıp kaldı! Çok uğraştı. Bütün gücünü kullandı, bir türlü çıkamadı ve o hâlden kurtulamadı. ¥ ¥ ¥ Nihayet hatasını anladı. Halife-i Kızılayak’ın ismini anarak Allah’a yalvardı. O anda…

Devamını oku

Silahları götürdüler

(Dünden devam) Birkaç Rus askeri hanegâha gelerek hücrede bulunan bazı kıymetli kitapları alıp, yerine komünizm propagandası yapan kitapları koydular. Silahları götürdüler. Ama çok geçmeden bunu yapanlar bir bir delirdiler. ¥ ¥ ¥ Ellerini, ayaklarını dişliyorlardı. Doktor ilaç kâr etmedi. Nihayet hatalarını anladılar. Aldıklarını getirdiler. Silahları iade ettiler ve tövbe edip…

Devamını oku

Peki yâ Resulallah!

Nevfel bin İyas el-Hüzeli anlatır: “Abdurrahman bin Avf (radıyallahü anh) ne hoşsohbet bir zat idi. Bir gün bizi evine götürdü. Önümüze bir sofra getirdi. Üzerinde leziz yemekler vardı ve ağlamaya başladı. ‘Yâ Abdurrahman! Seni ağlatan nedir?’ dedik. Cevaben ‘Resulullah ve ehli, arpa ekmeğinden doyasıya yemediler, biz sonumuzun ne olacağını bilmiyoruz’…

Devamını oku

Sarığını eliyle çözdü

(Dünden devam) Abdurrahman bin Avf (radıyallahü anh), başına siyah pamuklu kalın bezden gelişigüzel bir bez sarmıştı. Peygamberimiz (aleyhisselam), onu önüne oturttu. Sarığını eliyle çözdü. Tekrar kendisi sardı. Ucunu da arkadan sarkıttı. Ve kendisine “Yâ Abdurrahman! Sarığını işte böyle sar” buyurdu. ¥ ¥ ¥ Sonra bir sancak aldı. Onu kendisine verip:…

Devamını oku

Cennete emekleyerek girer

Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdurrahman bin Avf hazretleri hakkında “Abdurrahman, cennete emekleyerek girer” buyurdu. O, bunu duydu. Hâliyle korktu! Ve endişeye kapıldı. Bir gün Resulullah Efendimize geldi ve bu endişesini kendilerine arz eyledi. Efendimiz dinledi. Ve cevap olarak: “Yâ Abdurrahman! Allah’a karz-ı hasen (borç) verirsen ayakların çözülür” buyurdular.…

Devamını oku

Nereye gidiyoruz?

(Dünden devam) Abdurrahman bin Avf sordu: “Nereye gidiyoruz?” Hazret-i Ömer “Şu ileride yabancı bir ticaret kervanı konaklamış, onu bekleyeceğiz” dedi. “Niçin bekliyoruz ki?” “Eşkıyadan bir zarar görmesinler diye.” “Ama yabancı kervan diyorsun.” “Evet, yabancı.” “Kâfirleri mi bekleyeceğiz yani?” “Evet, çünkü bize sığınmışlar, malları ve canları bize emanettir. Bir zarar görürlerse…

Devamını oku