Bu kitap öyle bir kitap ki…

Ahmet Mekkî Efendi’yi “rahmetullahi aleyh”, vefat ettikten sonra bir gece rüyâda gördüm. Sultân Selîm Câmiinin şadırvanında abdest alıyordu. Yaklaşıp; “Efendim âhirette bana şefâat edecek misiniz?” diye sordum. Başını kaldırdı. Ve bana bakıp; “Edeceğim, edeceğim!” buyurdu. Sevinçle uyandım. O günlerde babasının talebelerinden Hilmi Efendi’nin evine gitmiştim. Beni görünce; “Abdüllatîf, senin Mekkî…

Devamını oku

Hanımını hoş tut!..

Ahmed Mekkî Efendi’yle “rahmetullahi aleyh” bir akşam müftülükten eve dönüyorduk. Vapurdan inip otobüs durağına doğru yürüdük. Karaköy’de tam alt geçide giriyorduk ki bir ara durdu. Ve bana dönüp; “Abdüllatîf, ileride evlenirsen hanımını hoş tut, onu sakın üzme. Hanımlar zayıftır, üzülünce hasta olurlar” buyurdu. Ve ilâve etti: “Sözümü dinlersen rahat edersin.”…

Devamını oku

Benim burada ne işim var?

Bir gün, benim kimya hocam Hüseyin Hilmi Efendi müftülüğe teşrif etti. Biraz oturduktan sonra kimya hocam, Mekkî Efendi ve ben, üçümüz Ehibbâ’dan Cevat Bey’in evine gittik. Yemeğe dâvet etmişti. Sofralar bahçeye kurulmuştu. Bir miktar evde oturduktan sonra yemek için bahçeye çıktık. Kimya hocam ve Mekkî Efendi önde, ben ve terzi…

Devamını oku

Müftülük makamına oturmazdı

Ahmet Mekkî Efendi hazretleri, yüksek tevâzuundan müftülük makamına pek oturmazdı. Sebebi sorulunca; “Zekeriyya Efendi’nin oturduğu yere nasıl oturayım?” derdi. Meğer Zekeriyya Efendi, önceki müftü olup, ilim sahibi bir zât imiş. Halbuki kendisi de büyük âlim idi. Ama yine de kendini bu makama lâyık görmezdi. Ancak bir evrak imzalayacağı zaman masanın…

Devamını oku

İçlerini okurdu insanların…

İstanbul’da vefât eden Ahmed Mekkî Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, kalp gözü açık bir zâttı. İçlerini okurdu insanların.Şöyle ki:Bir gün İmâmlık imtihanı açılmıştı o yörede.Jüride bu zat da vardı.Bir genç de girecekti imtihana.Bunun için geldi imtihan yerine.Ancak mürâcaat çoktu.Bunu görünce kırıldı ümîdi.Morali bozuldu.Kendi kendine;“Bu kadar insan arasında benim kazanmam imkânsız” dedi.Ve…

Devamını oku

Benim telkînimi de sen ver

Ahmet Mekkî Efendi hazretleri çok mütevâzı idi. Bizim gibileri adam yerin koyar, evimize gelir, bizimle yemek yerdi. Bir gün yine geldi bize. Yâni gariphânemize. Babası Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin vefâtını şöyle anlattı: Babamın son günleriydi. Yeğeni Fâruk Işık Bey’in evinde, yer yatağı sermiştik. Misâfirler, kenardaki sandalyelerde otururdu. Ama Hilmi Bey gelince,…

Devamını oku