Hayır! Koş çağır, gelsin!

Ahmed Mekkî Efendi’nin “rahmetullahi aleyh” en büyük zevki talebe okutmaktı. Yani bir şeyler öğretmekti Allah’ın kullarına. Hasta da olsa, Halsiz de olsa, Üşenmez, öğretirdi yine. Bir gün evinde hasta yatarken bir talebesi gelip çalıyor kapıyı. Oğlu Medenî Bey kapıyı açıyor: “Buyurun kardeşim.” “Ders için gelmiştim efendim.” “Babam hasta, sonra gelseniz…

Devamını oku

Büyüklüğe bakınız!

Ahmet Mekkî Efendi’nin “rahmetullahi aleyh” yanında kâtip olarak çalıştığım günlerde bir müezzin askere gitmişti. Fakir ve garipti. Kimi kimsesi yoktu. Gitmeden müftülüğe geldi. Mekkî Efendi’nin elini öptü. Duâsını aldı. Müftü Efendi, ona; “Birliğine gidince adresini bana yaz!” buyurdu. Gariban; “Peki efendim” dedi. Ve ayrılıp askere gitti. Bir müddet sonra mektupla…

Devamını oku

Kim kimi severse, ona benzermiş

Mekkî Efendi bir gün bizim gariphâneye gelmişti. İhsan Uzungüngör âbimiz, “balık” aldı ve kızarttı. Onu sofraya koyduk. Ayrıca “peynir” de vardı. Mekkî Efendi hazretleri balıkla peyniri birlikte görünce; “Peyniri kaldırın” buyurdu. Hemen kaldırdık. Sebebini sormadık. *** Mekkî Efendinin yanında çalıştığım zamanlar, hiç farkında olmadan konuşmalarım onun konuşmasına benziyormuş. Ben farkında…

Devamını oku

Oku bakalım, beğenecek misin?

Sene 1967. Kadıköy müftülüğünde kâtip olarak çalışıyorum. Benim liseden kimya hocam ve “Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye” kitâbının yazarı Hüseyin Hilmi Işık Efendi, bir gün “Seâdeti Ebediyye” kitabını, benimle Mekkî Efendi’ye gönderip, kitabın başına, kendi eliyle bir “takrîz” yazmasını ricâ ettiler. Birkaç gün geçti. Bir sabah müftülüğe geldiğimde, Mekkî Efendi’nin benden…

Devamını oku

Bunları ezberle, lâzım olur

Sabahları müftülüğe umumiyetle ayrı ayrı gidiyorduk. Bazen de Karaköy İskelesinde karşılaşır, birlikte giderdik müftülüğe. Ama akşamları, her zaman birlikte dönerdik Fâtih’e. Vapurda hiç boş durmaz, “Câliyet-ül ekdâr” salevât-ı şerîfe kitabını okurdu. Ama her gün okurdu. Ben merak ederdim. Bir gün sebebini sorunca “Bunu her gün okumasam, şimdiye kadar çoktan deli…

Devamını oku

Hanımına karşı öyle ol ki…

Yıl 1967. Ahmed Mekkî Efendi, bir gün evlilikle ilgili bana nasîhat edip; “Abdüllatîf! İleride evlendiğin zaman hanımına karşı öyle ol ki, senin, onu çok sevdiğini bilsin. Hattâ ‘Beyim beni; anasından, babasından bile çok seviyor’ desin, öyle inansın” buyurdu. Ve ekledi: “Bunu yapabilirsen mesut olur, rahat yaşarsın.” Çok hoşuma gitmişti. Ve…

Devamını oku