Senden sana sığınırım!

Bir kimse şöyle anlatıyor: Bir gün Kâbe-i muazzamayı tavaf eden tek gözlü birisini gördüm. “Ey Allah’ım! Senden sana sığınırım!” diyordu. Garibime gitti. Ona yaklaşıp; “Bu nasıl dua?” dedim. Şöyle cevap verdi: Ben Ebu Yâkub Nehrecûrî hazretlerinin talebesiyim. Bir gün güzel bir kadın gördüm. Nefsime hakim olamayıp şehvetle bir kere baktım.…

Devamını oku

En büyük yılan, nefistir

Cezayir’de yetişen Ebül Abbas Müstegânimî hazretleri hocasıyla olan görüşmesini şöyle anlatır: Bir gün dükkânımıza teşrif etmişti. Bir ara bana bakıp; “Nasılsın evlat?” dedi. “Elhamdülillah” dedim. “Senin yılanlardan korkmadığını, eline alıp oynadığını duydum” dedi. “Doğrudur” dedim. Bana şefkatle bakıp; “Sana bir yılan söylesem, onunla da böyle oynayabilir misin?” dedi. “O nedir…

Devamını oku

Yâ Âişe! Kapıyı aç!

(Dünden devam) Bu esnada kapı çalındı. Server-i Enbiya; “Yâ Âişe! Kapıyı aç, gelen Ebu Bekr’dir. İçeri gelsin!” buyurdu. O da kapıyı açtı. Babası içeri girdi. Resul-i Ekrem; “Yâ Sıddîk! Bu iki lokma cennet taamlarındandır. Senin için ayırdık” buyurdu. Hazret-i Ebu Bekr (radıyallahü anh) bu iki lokmayı eline alıp, birini Hazret-i…

Devamını oku

Allah’ın izniyle sakin ol!

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) zaman-ı şeriflerinde bir gün Medine-i münevvere’de zelzele oldu. İnsanlar korkularından ızdıraba düşüp Halifeden dua istediler. Halife oraya geldi. Kamçısı elindeydi. Yere bir kez vurup; “Allahü tealanın izni ile sakin ol!” dedi. O anda zelzele durdu. ATEŞ HEMEN SÖNDÜ Yine Hazret-i Ömer‘in (radıyallahü anh) hilafetleri zamanında, Medine-i…

Devamını oku

Bu ne hâldir?

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) halifeliği zamanında bir deve palanını düşür- müştü. Halife o palanı alıp devenin peşinden süratle giderken terledi. Derken Hazret-i Ali (radıyallahü anh) ile karşılaştılar. Hazret-i Ali; “Yâ Emîr-el müminîn! Bu ne hâldir?” diye sordu. Hazret-i Ömer; “Ey kardeşim Ali. Bu deve beyt-ül-mal’ındır. Palanını düşürmüş. Onu bulup yine…

Devamını oku

Ebu Bekr’i çağırayım mı?

Bir gün Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hazretleri; “Yâ Âişe! Dilerim ki, eshabımdan bazısı yanıma gelsinler. Onlara bazı söyleyeceklerim vardır” buyurdu. Sordum: “Ebu Bekr’i çağırayım mı?” Bir şey demedi. Bildim ki onu istemez. “Ömer’i çağırayım mı?” dedim. Bir şey demedi. Bildim ki onu da istemez. “Amcanoğlu Ali’yi çağırayım mı?” diye…

Devamını oku