Fâizden hayır gelmez!

İstanbul’da Kadıköy müftüsüyken vefât eden Ahmed Mekkî Efendi hazretlerinin sevdiği bir komşusu vardı ki, ticâret işleriyle uğraşırdı. Ve gitgide büyüttü işini. Fakat sonunda “fâize” bulaştı. Mübârek zât bunu öğrendi. Ve îkâz etti kendisini. “Fâizden hayır gelmez, vazgeç, bulaşma fâize!” buyurdu Adamcağız; “Peki hocam” dedi. Ama vazgeçemedi. Devam etti fâizle iş…

Devamını oku

Doktor getirmeyin!..

Ahmet Mekkî Efendi’nin “rahmetullahi aleyh” vefâtından birkaç gün önceydi. Ev halkına; “Hasta olursam, doktor getirmeyin!” buyurmuş. Birkaç gün sonra bir sabah kahvaltı yaparken çay bardağını düşürmüş elinden. Kalkıp giyinmek istemiş. Bu defâ da yere yıkılmış. Kaldırıp yatağına yatırmışlar. Oğlu Medenî Bey’in içi rahat etmedi. Gidip doktor getirdi. Ama nâfile… Çünkü…

Devamını oku

İnşallah elimden tutacak

Bendeniz Ahmed Mekkî Efendi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” yanında müftülük kâtibi olarak iki sene kadar çalışmakla şereflendim. Onu çok seviyordum. O da beni çok severdi. Yirmi yaşındaydım. Câhildim, toydum. Üniversitede okuyordum. Onu çok sevdiğimden, hiç ölmeyecek sanıyordum. Ama âniden vefât etti. İnanamadım. Onun vefâtı beni çok üzdü. Derinden yaraladı. Dünya bana…

Devamını oku

Dakikasını boş geçirmezdi…

Ahmet Mekkî Efendi ve ben ikimiz de Fâtih’te oturuyorduk. Sabahları çoğu zaman Karaköy iskelesinde buluşur, birlikte giderdik müftülüğe. Dikkatimi çeken bir şey vardı o günlerde. Bir dakikasını boş geçirmezdi mübârek. Ya kendi bir şey okurdu. Veya birine okuturdu… *** Müftülüğün bitişiğinde bir Kur’ân-ı kerîm kursu vardı o zaman. Daha müftülüğe…

Devamını oku

Men hademe, hudime

Ahmet Mekkî Efendi’den “rahmetullahi aleyh” ilk duyduğum Arabî cümle “Men hademe hudime” idi. “Bu da ne?” diyeceksiniz. Mânâsını ben de bilmiyordum o zamanlar. Ama sonra öğrendim. “Hizmet eden, hizmet görür” demekmiş. Yâni bir kimse gençliğinde yaşlılara hizmet ederse, yaşlandığı zaman da gençler ona hizmet edermiş. Bu söz, çok tesîr etmişti…

Devamını oku

Tevâzu budur işte…

Ahmed Mekkî Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, şaşılacak kadar tevâzu sâhibiydi. Şöyle ki: Özel yazı ve özel konuşmalarında kendisi için hep “Adam kıtlığında Kadıköy müftüsü” diye yazar ve söylerdi. Ama yapmacık değildi bu. Kalpten söylüyordu. Öyle inanıyordu. Nitekim bir gün yanıma geldi. Bir tanıdığına mektup yazdırdı bana. Acele acele söylüyordu. Ben…

Devamını oku