Allahü ekber! Allahü ekber!

Ebu Müslim Havlânî hazretleri mescidden evine dönüp kapıya yaklaşınca; “Allahü ekber!” diye seslenerek geldiğini haber verirdi. Hanımı da içeriden “Allahü ekber!” diyerek cevap verirdi. Hürmetle karşılardı. Paltosunu alırdı. Hâl hatır sorar, sonra mutfağa girip sofrayı hazırlardı. Bir gün Ebu Müslim hazretleri mescitten döndü. Evine yaklaştığında; “Allahü ekber!” dedi. Ama cevap…

Devamını oku

Mekke’nin taşları…

Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hazretleri, kendi hakkında münafıkların çevirdiği plan ve entrikaları bilir ve haber verirdi eshabına. Bunu herkes bilirdi Müşrikler de bilirdi. Yine iman etmezlerdi Mesela bir münafık diğerine, Resulullah Efendimiz hazretlerinin aleyhinde gizli bir şey söyleyecek olsa, öbür münafık, onu sustururdu. O müşrik; “Niçin susayım?” deyince;…

Devamını oku

Siz kimlersiniz?

Mizanda günahları ağır gelen müminler, cehenneme doğru sevk edilir. Ateşe yaklaşınca korkuya kapılıp; “Yâ Muhammed!” diye feryad etmek isterler. Malik sorar onlara: “Siz kimlersiniz?” O müminler; “Biz, Muhammed ümmetindeniz! Ne olur, izin ver de, oturup ağlayalım şu halimize!” diye yalvarırlar. Malik; “Peki ağlayın!” der. Öyle çok ağlarlar ki, gözlerinden “yaş”…

Devamını oku

Yâ Âişe, hiç yiyecek var mıdır?

Bir gün Fahr-i kevneyn ve Resul-i sekaleyn (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Âişe-i Sıddîka’nın (radıyallahü anha) evlerine teşrif buyurdu ve; “Yâ Âişe, hiç yiyecekten bir nesnen var mıdır?” diye sordu. Âişe-i Sıddîka; “Sultanım, bu gece yattığınız evde size yemek çıkarmadılar mı?” dedi. Şaka ile demişti. Ama pişman idi. Bu söz,…

Devamını oku

Hiç unumuz kalmadı

Ebu Müslim Havlânî (rahmetullahi aleyh) hazretlerine bir gün hanımı; “Efendi, evde hiç un kalmadı” deyince, “Hiç paran var mı?” buyurdu. “Bir dirhem var” deyince; “Onu ver!” buyurdu. Bir de torba istedi. İkisini alıp pazara çıktı. Yiyecek satan bir satıcıya yaklaştı. Un alacaktı. Ancak o sırada bir dilenci yanına gelip; “Ey…

Devamını oku

Zehirlemek istedi ama!..

Ebu Müslim Havlânî hazretlerinin bir hizmetçisi vardı ki, bu zatı sevmez, düşmanlık beslerdi. Nitekim bir gün öldürmek için yemeğine zehir kattı. Büyük veli onu yediği halde tesir etmedi. Tekrar zehir kattı. O veli bunu yedi. Yine tesir etmedi. Hizmetçi, birkaç defa teşebbüs ettiği halde zehirlenmediğini görünce pişman oldu. Huzuruna girip;…

Devamını oku