Nasıl bir mûcize istersiniz?

(Dünden devam) Hûd aleyhisselâm’ın kavmi, peygamber olduğuna dâir kendisinden mucize istediler. Halbuki mûcize görmüşlerdi Ama kabûl etmemişlerdi. Maksatları bu değildi. Onu zor duruma sokmaktı. Hûd aleyhisselâm; “Ne mûcize istersiniz?” diye sordu. Onlar; “Rüzgârı istediğin tarafa çevir” dediler. Hûd Nebî duâ etti. Allahü teâlâ; “Elinle işâret et!” buyurdu. O da işâret…

Devamını oku

Azâbı ni’met sandılar.

(Dünden devam) Âd kavmi, azab bulutunu yağmur bulutu zannettiler. Azâbı ni’met sandılar. Bu yüzden çok sevinip, birbirlerine müjde veriyorlardı. Bulut iyice yaklaştı. Şiddetli bir gürültü koptu. Hazret-i Cibrîl, rüzgâra; “Ey rüzgâr! Âd kavmine azâb olarak, Hûd Nebî’ye ve Ona tâbi olanlara ise rahmet olarak es!” diye emir verdi. Hazret-i Hûd…

Devamını oku

Uzun boylu ve cüsseli idiler

(Dünden devam) Yeryüzüne Âd kavmi insanlarından daha uzun boylu ve iri cüsseli kimseler gelmemiştir. Ömürleri de uzun idi. Beldeleri bereketliydi. Toprakları verimliydi. Her taraf yemyeşil olup, her yanda, bağlar, bahçeler, rengârenk çiçekler, göz görebildiğince çeşit çeşit meyve ağaçları vardı. Adım başı pınar. Her yerde akarsular. Bunlar, kayaları yontarak kendileri için…

Devamını oku

Ahlâkça en üstünleriydi

(Dünden devam) Hazret-i Hûd çok güzeldi. Ahlâkça en üstünleriydi. Muhammed aleyhisselâmın nûru, Onun mübârek alnında ay gibi parlıyordu. Küçükken kendisine; “Muhammed Mustafa’nın nûru senin alnındadır. Putları kırmak, küffârı öldürmek ve küfür ateşini söndürmek O’na nasîb olacak” diye nidâ edildiğini duyardı. Allah Onu korudu. Kavminin taşkınlıklarına kapılmadı. Nûh Nebî’nin dînindeydi. O…

Devamını oku

Onlara bedduâ etti

(Dünden devam) Halecan, hazret-i Hûd’a; “Ey Hûd! Yazık sana. Biz bu kadar kalabalık ve bu kadar güçlü iken bize gâlib geleceğini mi zannediyorsun. Bilmez misin ki, her gün ve gecede bizim bin çocuğumuz doğar” dedi. Hazret-i Hûd üzüldü. Ellerini açıp; “Yâ Rabbî, bu kavmin kadınlarını kısırlaştır” diye duâ etti. Duası…

Devamını oku

Niçin îmân etmiyorsunuz?

(Dünden devam) Hak teâlâ Hûd Nebî’ye; “Ey Hûd! Yakında onlar azâbın geldiğini görüp, seni yalanladıklarına pişman olacaklar” buyurdu. İlk îmân eden Cünâde idi. Hazret-i Hûd’un amcaoğlu idi. Cünâde akrabâlarına; “Hûd, sizin amcanızın oğludur. O sizi defâlarca hak yola dâvet ettiği halde siz hep inkâr ettiniz. Niçin îmân etmiyorsunuz?” dedi. Sen…

Devamını oku