Müjdeler olsun yâ Âişe!

(Dünden devam) Babam bu hâli görünce, deriden bir yastığı Resûlullah’ın mübârek başının altına koydu. Bir çarşaf getirdi. Ve üzerini örttü. Vahiy gelmesi bitince, mübârek yüzünden örtüyü kaldırdı. Gül yüzünde ter damlaları vardı. İnci gibi parlıyorlardı. Gülümseyerek; “Müjdeler olsun sana yâ Âişe! Allahü teâlâ seni temize çıkardı. Senin pâk olduğuna şâhit…

Devamını oku

Resûlullahı merak ediyordum!

Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve selem” hazretleri, düşmana karşı gâyet cesâretliydi. Öyle ki, harplerde zor durumda kalındığında, korkmadan hücum ederlerdi düşman üzerine. Alî bin Ebî Tâlib “radıyallahü anh” Şöyle anlatıyor: “Bedir”de üçyüz sekiz kişiydik. İçimizde en cesurumuz “Resûlullah Efendimiz” olup, müşriklere en yakın O dururdu. Biz sıkışıyorduk. Ona sığınıyorduk. Uhud’da…

Devamını oku

Âd kavmine gönderildi

Hûd aleyhisselâm, Âd kavmine gönderilen peygamberdir. Babası Abdullah, bir gece rüyâsında, sırtından bir ‘nûr’un çıktığını gördü. Gâibden bir ses; “Ey Abdullah, kalk! Amcanın kızı ile evlen!” dedi. O anda uyanıp; “Hayırdır inşallah” dedi. Kızın evine gitti. Evlenme teklif etti. Ve onunla evlendi. Abdullah ile Mercâne ismindeki bu sâliha hanımın evliliğinden…

Devamını oku

Yalnız Allaha ibâdet olunur

(Dünden devam) Annesi, hazret-i Hûd’a; “Putlara ibâdet etmiyorsun öyle mi?” diye sordu. Hazret-i Hûd “aleyhisselâm”; “Anneciğim! O putlar, hiç kimseye zarar ve faydası dokunmayan taş parçalarıdır. İbâdet olunmaya hakkı olan, yalnız Allahü teâlâdır” dedi. Annesi sevindi. Ve Ona sarılıp; “Yavrucuğum! Sen bildiğin şekilde ibâdetine devam et” dedi. Ve şöyle anlattı:…

Devamını oku

Benim delîlim nedir?

(Dünden devam) Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Resûlullah Efendimize; “Yâ Resûlallah! Allahü Sübhânehü ve teâlâ, Fâtıma’nın murâdını kabûl edip; O da mahşer meydânında günahkâr hâtunlara şefâatçı olsun” buyurduğunu haber verdi. Resûlullah sevindi. Kızının yanına gitti. Müjdeyi iletti. Hazret-i Fâtıma; “Babacığım! Hazretinizin şefâatçi olacağınıza dâir Kur’ân-ı kerîmde delîl var. Benim delîlim nedir?” diye…

Devamını oku

Hiç üzülme yavrum!

Resûlullah Efendimiz gazâlardan birine hazret-i Âişe’yi de götürmüştü. Kendisi şöyle anlatıyor: Bana bir çadır yaptılar. Çadırla deveye bindirdiler. Zafer kazanıldı. Dönüşe geçildi. Bir yerde konakladık. O molada ben abdest için, askerden uzaklaştım. Geri geldiğimde gerdanlığımı bulamadım. Geri gittim. Aradım, buldum. Yerime gelince, askeri göremedim. Gitmişler. Beni çadırda zannetmişler. Deveye yükletmişler.…

Devamını oku