Haydi durma daha!

Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” anlatır: Benim bir teyzem vardı. Bir gün Ona gittim. Bir kasîde yazmış. O kasîde içinde Resûl-i kibriyâ‘yı methetmiş. Benim de o Server’in dâmâdı ve halîfesi olacağımı açıklamış. Onu bana okuyup; “Haydi Muhammed aleyhisselâmın huzûruna var ve Onun da’vetini kabûl et” dedi. Bana baktı. Devam edip; “O…

Devamını oku

Sözlerimi unutmayın!..

Bir gün Efendimiz “aleyhisselâm” Harem-i şerîfe geldi. Aliyyül Mürtezâ omuzunda idi. İnsanlar oturmuş, namlı pehlivânlardan bahsediyorlardı. Resûl-i Ekrem “aleyhisselâm” Onlara dönüp; “Şu omuzumdaki oğlan, bu söylediğiniz pehlivanların hepsinden üstün pehlivân olacak, yeryüzünde buna benzer bir pehlivân daha bulunmayacaktır” buyurdu. Onu dinlediler. Ve cevap verip; “Yâ Muhammed-ül Emîn! Sen, küçük bir…

Devamını oku

Bulanık günler gelecek!

Kadıköy müftîlerinden Ahmet Mekkî Efendi hazretleri bir gün şunu anlattı: Ebû Zer-i Gıfârî “radıyallahü anh” bir gün Efendimiz’e geldi. Huzuruna çıktı. İzin isteyip; “Yâ Resûlallah! Biz câhil bir kavimdik. Kötü, çirkin âdetlerimiz vardı. İslâmiyet gelince o eski âdetlerimizden kurtulduk. İleride tekrar o karanlık günlere dönülecek mi?” diye sordu Resûl-i ekrem…

Devamını oku

Lâ ilâhe illallah

Ebû Zer-i Gıfârî “radıyallahü anh” hazretlerinin adı Cündeb idi. Îmân etmeden önce yol kesiciydi. Ama zamanla bu iş ona mânâsız geldi. Putlardan soğudu. Ve kendi kendine; “Yaratıcı tek olmalı” diyordu. Onun için sık sık; “Lâ ilâhe illallah” derdi. O günlerde Meke’den biri geldi. Ve tesadüf Cündeb’le tanıştı. Onun sık sık;…

Devamını oku

Akıl almaz bir dövüş!..

Inönü Tekfuru bir yemek ziyâfeti vermişti. Osmân Bey de dâvetliydi. Yedi arkadaşıyla geldi. Misâfirler neş’eyle yemeklerini yerken, tekfura biri yanaştı. Bir şeyler fısıldadı. Tekfur dışarı fırladı. Gördü ki, etrâfları yüzlerce atlı tarafından sarılmış. Hileyi hemen sezdi. Bu, Eskişehir Beyi’ydi. At üstünden tekfura; “Git Osmân’ı getir ve bana teslim et!” diye…

Devamını oku

Cennete girmesi…

Hak teâlâ, hazret-i Âdem’e, her eşyânın adını, her san’atı ve bütün ilimleri ve kıyamete kadar gelecek evlâdının lisânlarını öğretti. Sonra meleklere; “Ey melekler, sâdıksanız eşyânın adlarını bana haber verin” buyurdu. Onlar boyun büktüler. Aczlerini itiraf edip; “Yâ Rabbî, sen bize ne öğrettinse biz ancak onu biliriz” dediler. Hak teâlâ hazret-i…

Devamını oku