Sol elini kestiler!..

Evliyânın büyüklerinden Ahmed Yekdest Cüryânî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin yetiştirdiği yedi bin mürşid-i kâmilden biridir. Cüryânlıdır. Ve tüccardı. Bir defa Cüryan’dan ticâret için Hindistan’a gidiyordu. Yolda iken çoluk-çocuğunun tâûn hastalığından vefât ettiklerini haber aldı. Üzüldü, ağladı. Ciğerleri yandı. Bu acı haberin etkisinde iken bu defâ da eşkıyâlar…

Devamını oku

Sen güneş isen biz de ateşiz!

Alevî bin Muhammed hazretleri Hindistan halkını senelerce irşâd etti. Milibar beldesinde yaşardı. Bir ara Milibar civârındaki putperest ve Hristiyanlar, Milibar’ı ele geçirdiler. İslâma saldırdılar. Yaktılar yıktılar. Halkı ifsâd ettiler. Daha önce Müslüman olmuş bâzı kimseler de hak yoldan döndüler. Hak yoldan dönenlerle, Alevî bin Muhammed hazretleri arasında münâzaralar başladı. Netice…

Devamını oku

Bereketini görürsün!..

Alevî bin Muhammed hazretleri zamanında Müslüman olmayan biri, fevkalâde mâli sıkıntıya düşmüştü. Seyyid Alevî hazretlerine gelip hâlini arz edince, ona bir şey verdi. Adam alıp baktı. Hindistan cevizi Hikmetini sorunca; “Onu al, bereketini görürsün” buyurdu. O da alıp evine götürdü ve özel bir yere koydu. O günden sonra işleri açıldı,…

Devamını oku

Bir duâ öğretin de…

Hasan-ı Basrî hazretleri dergâhta otururken bir kadın gelip; “Efendim, bir kızım vardı, öldü. Bana bir duâ öğretin de onu rüyâda göreyim” dedi. Mübâret zat; “Peki” dedi. Bir duâ öğretti. Kadın teşekkür edip ayrıldı. Ertesi gün gözleri kan çanağı olmuş halde tekrar gelip, Hasan-ı Basrî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” huzuruna girdi. Ama…

Devamını oku

Seyyidi üzdü ama…

Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” torunlarından Cezîrî hazretleri bir zaman Kâhire’ye gelmişti. Orada biri vardı. İbn-ül Enbâbî. Evliyâ torunuydu. Evliyâdan İsmâil Enbâbî hazretlerinin torunu idi. Cezîrî hazretleri, işte bu İbn-ül-Enbâbî’ye uğradı. Ancak Onun kendisiyle ilgili uygunsuz sözlerini işitti. Çok üzüldü. Kalbi kırıldı. Eve geri geldi. O gece çok duâlar…

Devamını oku

Âfiyet isteyiniz!..

Tâbiînin büyüklerinden Cübeyr bin Nüfeyr hazretleri anlatır: Hazret-i Ebû Bekir “radıyallahü anh” bir gün Medîne-i münevverede, Peygamber Efendimizin minberinin yanına geldi. Orada durdu. Ve çok ağladı. Resûl-i ekremi “aleyhisselâm” hatırlamıştı. Sonra oradaki cemâate; “Ey insanlar! Allahü teâlâdan âfiyet dileyiniz. Çünkü Allahü teâlâ kullarına, îmandan sonra âfiyet gibi bir ni’met vermemiştir”…

Devamını oku