Çocuklar gibi saftı

Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, çocuklar gibi saf ve temiz kalpliydi. Çok hassas ve ince ruhluydu. Çabuk kırılırdı. Ben ise kaba ve câhildim. Oğullarından Baha Bey, kanser hastalığına yakalanmıştı. Her gün ziyâretine giderdik ikimiz. Bir gün yine gidecektik. Zemzem götürecektik. Küçük bir şişeye doldurmuş olduğu “zemzemi”, tam müftülükten çıkarken bana verdi.…

Devamını oku

Dün ne yediniz Abdüllatif?

Bir pazartesi günüydü. Ahmed Mekkî Efendi “rahmetullahi aleyh”, müftülükte sordu bana: “Dün ne yediniz Abdüllatif?” “Pilav yedik efendim.” “Üzerinde karabiber de var mıydı?” “Yoktu efendim.” O zaman şu beyti okudu: Dâne-i fülfül siyah Hâl-i mahbûbân siyah Her dû dil sûzend ammâ An kücâ, in kücâ! Bir şey anlamadım tabii. Mânâsını…

Devamını oku

Hâzâ Allah adamıydı

Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, hâzâ Allah adamıydı.Bendeniz iki sene bu zatla birlikte çalışmakla şereflendim.O müftüydü, ben kâtip.Bâzen sevdiği imâmların evlerine giderdik.Bunu, bana üç gün evvelinden söyler;“Sakın kendisine söyleme, bilmesin!” diye de tembîh ederdi.Ansızın giderdik.Sebebini bilmiyordum.Sonradan öğrendim.Meğer yemek için külfete girmesinler diye böyle yaparmış mübârek.Sonra bir hafta içinde yapacağı işler belliydi.Ben…

Devamını oku

Mahcup olmasın!

Bir gün de müftülüğe bir adam geldi. Ve Müftü Efendi’ye; “Ben Kars’tan buraya iş için geldim. Fakat iş bulamadım, şimdi memleketime döneceğim, ama param yok. Bana bir bilet parası verir misiniz” dedi. Mübârek sordu: “Bilet ne kadar?” “Elli lira.” “Veririm, ama bir şartla, hemen şimdi otobüse binip gideceksin” buyurdu. Adam…

Devamını oku

Fetva defterini getir!

Ahmed Mekkî Efendi’ye, dînî bir suâl sorulduğunda bâzen hemen cevap verirdi. Bâzen de cevap vermez; “Kitaplara bir bakayım, sen şu gün gel, cevâbını al!” derdi. Bir gün yine böyle demişti birine. Adam gidince bâzı kitapları açtı. Okuyup araştırdı. Ve bana; “Fetva defterini getir!” buyurdu. Alıp götürdüm. Bu, dar fakat enine doğru…

Devamını oku

İstersen beraber gidelim

Ahmed Kuddusi hazretleri uzun yıllar Mescid-i nebevide hizmet etti. Efendimiz ona; “Bor’a dön!” buyurdular. “Başüstüne” deyip döndü Bor’a. Ama din düşmanları azgındı o ara. Bu yüzden kapandı evine. On üç sene hiç çıkmadı… ? ? ? Bir cuma günü dostlarından biri geldi. Oturup sohbet ettiler. Az sonra cuma vakti yaklaştı.…

Devamını oku