O da insan, biz de insanız!

Alî Osmân Efendi “rahmetullahi aleyh” insanlara doğru yolu anlatmak için köy köy dolaşırdı. İnsanlara doğru yolu anlatırken çok yumuşak söyler, hattâ arada nükte yapardı. İki şey konuşmazdı. Siyaset ve devlet işi. Sohbetinin ağırlığı, “güzel ahlâk” üzerine olurdu. Güzel ahlâkın bulunmaz bir hazîne olduğunu anlatırdı. Bir gün talebeleriyle Ladik’e ders vermek…

Devamını oku

Biz içmiyoruz, yakıyoruz!

Son devir Anadolu velîlerinden Alî Osmân Efendi “rahmetullahi aleyh” tütün kullanırdı. Huzûruna gelen bir fakir dilenci Onun tütün yaktığını görünce; “Siz sigara içiyor muydunuz?” diye sordu. Buyurdu ki: “İçmiyoruz!” Fakir bu defâ; “İçmiyorsunuz da peki ne yapıyorsunuz?” deyince; “Yakıyoruz” buyurdu. O fakir; “Peygamber Efendimiz hiç içmedi, sen niye içiyorsun?” diye…

Devamını oku

Namazda vefat etti

Son devir Anadolu velîlerinden Alî Osmân Efendi “rahmetullahi aleyh” bir gün dergâhında namaz kılıyordu. Oğlu İbrâhim, babasının yanına girmek istedi. Kapıdan baktı. Namazda gördü. O zaman girmedi. Gidip, birkaç dakika sonra tekrar geldi. Tehiyyatta oturuyor görüp yine girmedi. Bir müddet sonra geldiğinde Onu yine tehiyyatta gördü. Şüphelendi Merak etmişti. Dayanamayıp,…

Devamını oku

Öyle kullar vardır ki!..

Evliyânın büyüklerinden Alvân Hamevî hazretleri “rahmetullahi aleyh” bir gece yatsı namazından sonra talebesiyle sohbet ederken, lâmbanın yağı bitti. Bir genç kalktı. Yağ koyacaktı. Alvân Hamevî hazretleri, talebesine; “Yavrum sen otur. Allahü teâlânın öyle kulları vardır ki, yağı olmayan lâmbanın yanmasını isteseler, derhâl yanar” buyurdu. Ve lâmba yandı. Yağa lüzum kalmadı.…

Devamını oku

Âşık, beni incittin!

Alî Hâfız hazretleri’nin “rahmetullahi aleyh” vefâtından dört sene sonra talebeleri kabrini yaptırmak için açtılar. Bu esnâda birkaç kerpiç düştü. İçi göründü. Çürümemişti. Defnedildiği gibi taptaze duruyordu. Hattâ alnında ter vardı. Bir talebesi başından sakalına kadar sıvazladı. O gece bu talebe rüyâsında Alî Hâfız’ı gördü. Ama neşesizdi Dargın gibiydi. Sebebini merak…

Devamını oku

Gel zâlimlere gidelim!

Alî el-Harîrî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, hâl ve kerâmet sâhibi, cesûr, vekarlı bir zât idi. Moğol istilâsı sırasında bir grup Moğol askeri Şam civârına gelmişti. Zulüm yaptılar. Eziyyet ettiler. Alî el Harîrî, talebeden birine; “Gel seninle bu zâlimlere gidelim!” dedi. Talebe; “Başüstüne efendim” deyince, bineğine bindi. Birlikte düşman çadırlarının kurulu olduğu…

Devamını oku