Biz halka tâbiyiz

Ahmed Kihtû hazretleri “rahmetullahi aleyh” Timur Hân’ın Hindistan seferi esnâsında Delhi’deydi. Delhi işgal edilmeden onbeş gün önce, Allahın izniyle haber verdi. Sevenleri, Onun tavsiyesi üzerine şehri terk edip, başka yerlere gittiler. Ahmed Kihtû kaldı. Gidenlerle gitmedi. “Biz halka tâbiyiz” buyurup, diğer insanlarla berâber Delhi’de kaldı. Timur Hân’ın askerleri şehri işgal…

Devamını oku

Eden, kendine eder!

Rükneddîn Ebül Feth hazretleri “rahmetullahi aleyh” şöyle anlatıyor: Bir gün Emîr-ül’minîn Alî radıyallahü anh; “Ben hiç kimseye iyilik ve kötülük yapmadım” buyurdu. Cemaat anlamadı. Hatta hayret edip; “Yâ Emîr-el-mü’minîn! Anlayamadık. İnsanlara sizin gibi iyilik yapan, yardımda bulunan bir başkasını bilmiyoruz” dediler. Îzah beklediler. Hazret-i Alî; “Allahü teâlâ, Câsiye sûresi 15.…

Devamını oku

Belki çocuğumuz olur!

Evliyânın büyüklerinden Abdürrahmân es-Sekkâf hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir defâsında bir yolculuğa çıkacaktı. O sırada hanımı hâmile idi. Yanına çağırdı. Ve bir bez verip; “Ben yolda iken, belki bir oğlumuz doğabilir. Aynı gün vefât edebilir. Eğer öyle olursa, bu bezi ona kefen yaparsınız” buyurdu. Sonra vedâlaştı. Ve yola çıktı. Hakîkaten o…

Devamını oku

Niçin uyumuyorsun?

On dördüncü yüzyılda Suriye’de yetişen velîlerden Abdurrahmân bin Sekkâf hazretleri “rahmetullahi aleyh” otuz sene boyunca çok az uyudu. Ona soruyorlardı: “Niye uyumazsın?” Cevap olarak; “Sağ tarafına yattığında Cennet’i, sol tarafına yattığında Cehennem’i gören bir kimse nasıl uyur?” buyururdu. NE ÜSTÜNLÜĞÜ VAR? Kardeşi anlatıyor: Hurmaların taksiminde, birâderim Abdurrahmân ile aramızda bir…

Devamını oku

Şu sinekleri kov!

Abdülkâdir Deştûtî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, insanlar arasında olduğu gibi, devlet adamları ve sultânlar arasında da îtibâr sâhibiydi. Meselâ memlûk sultânı Sultân Kayıtbay, bu zâtı severdi. Hem çok severdi. Hem de sayardı. Abdülkâdir Deştûtî, bir gün Sultân Kayıtbay ile otururken elbisesine sinekler kondu. Latîfe yollu sultâna; “Şu sineklere söyle de, üzerimden…

Devamını oku

Allah için konuş!

(Dünden devam) Yûsuf bin Hüseyin uykudan uyandığında aşk-ı ilâhî her tarafını kaplamıştı. Kendisine verilen işâret üzerine Mısır’a doğru yola çıktı. Bir an önce Zünnûn-i Mısrî‘ye kavuşmak arzusunda idi. Nihâyet vâsıl oldu. Meclisine oturdu. Onun sohbetlerine beş sene devam etti. Beşinci yılın sonunda hocası kendisini çağırıp; “Artık memleketine git. Allah için…

Devamını oku