Beni âzâd eyle!

Ebül Hayr Habeşî hazretleri “rahmetullahi aleyh” gençliğinde, birinin kölesiydi. Bir kula köle iken, asıl Efendisine kullukla meşgûl olurdu. Efendisi her zaman bir arzusu olup olmadığını sorar, bir şeyler istemesini arzu ederdi. Ama o yok derdi. Bir şey istemezdi. Bir gün sıkıştırınca; “Eğer çok istiyorsan, beni Allah için âzâd et” buyurdu.…

Devamını oku

Felçli idi ama…

Ebül Hüseyin Şirvânî hazretleri “rahmetullahi aleyh” İran’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Ömrünün sonlarına doğru felç oldu. Eli ayağı tutmazdı. Ayağa kalkamazdı. Fakat, her gün beş namaz vakitleri girince iyileşir, namaz bitene kadar, bir de sohbet esnâsında sıhhatli ve sağlam olur, bu zamanlar hâricinde yine felçli olurdu. TASAVVUF NEDİR? Kendisine; “Tasavvuf nedir?”…

Devamını oku

Kul namaza durunca

Ebû Tâlib-i Mekkî hazretleri “rahmetullahi aleyh” şöyle anlatır: Kul namaza durduğu zaman, melekler onun iki omuzunda, onunla berâber namaz kılar. O kul duâ eder. “Âmin” derler. Gökten onun üzerine hayırlar dökülür. Namaz kılanlar için gök kapıları açılır. Allahü teâlâ, meleklerine karşı, namaz kılan mü’minlerin saflarıyla övünür. SİZ KİMLERSİNİZ? Kıyâmet günü,…

Devamını oku

Seni vekîl kıldım!

Ebû Alî Müştevlî hazretleri “rahmetullahi aleyh” gençliğinde bir gece rü’yâsında Peygamber Efendimizi “aleyhissalâtü vesselâm” gördü. Efendimiz kendisine; “Yâ Ebâ Alî! Seni, dervişleri sever ve onlara meyleder görürüm” buyurdu. O buna sevindi. Ve cevâp verip; “Öyledir yâ Resûlallah!” deyince, Efendimiz; “Dervişlerin mühim işlerini yerine getirmek üzere seni vekîl kıldım” buyurdu. Ebû…

Devamını oku

Hayz ilmini öğrendin mi?

Âlim ve evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs-ı Kebîr hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” ilimde yüksek dereceye ulaşmasının sebebi bir hâdiseye dayanır. Kendi yaşamıştır. Şöyle nakledilir: Gençlik yıllarında ilim ve iffet sâhibi, sâlihâ bir kızla evlendi. İlk gece kız buna; “Kadınların âdet hâlleriyle ilgili hayz ilmini öğrendin mi?” diye sordu. Ebû Hafs bilmiyordu. “Öğrenmedim”…

Devamını oku

Fırına ne süreyim?

Ahmed bin Ebi’l-Havârî, hocası Ebû Süleymân Dârânî hazretlerine “rahmetullahi aleyhimâ” hiç muhâlefet etmeyeceğine dâir söz vermişti. Bir gün hocası ders anlatıyordu ki Ahmed bin Ebi’l-Havârî geldi. Kapıyı tıklattı. Ve içeri girip; “Efendim, fırın iyice kızdı. Ne pişirmemi emredersiniz?” diye sordu. Hocası cevap vermedi. Ahmed bin Ebi’l-Havârî geri gitti. Biraz sonra…

Devamını oku