Bunu kaça aldın?

Yûnus bin Ubeyd hazretleri “rahmetullahi aleyh” Tâbiînin büyüklerindendir. Manifaturacılık yaparak nafakasını temin ederdi. Kul hakkına girmekten çok korkar, malını medh etmezdi. Bir gün şöyle oldu: Bir müşteri geldi. Çırağı ilgilendi. Ve kumaşı müşteriye gösterirken; “Yâ Rabbî! Bu Cennet kumaşından bana da nasîb et” dedi. O bunu duyunca, o malı sattırmadı.…

Devamını oku

Şu hâline şükret!..

Tebe-i tâbiînin büyük hadîs âlimlerinden Selâm bin Ebî Mutî’ hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatır: Bir hastayı ziyârete gitmiştim. Baktım ki inleyip duruyordu. Ona yaklaştım. Ve kendisine; “Öyle hastalar var ki, evsiz ve kimsesiz olup, sokaklarda dertleriyle baş başa kalmışlar, su verenleri bile yok. Onları düşün de hâline şükret” deyip ayrıldım. Tekrar…

Devamını oku

Hâlin nice olacak?

Seleme bin Dînâr hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Tâbiînin büyük âlim ve velîlerindendir. Bir gün kendi nefsine hitâben; “Ey Seleme! Kıyâmet günü bir münâdî çıkıp; “Ey şu şu günahları işleyenler, ayağa kalkın!” diye seslendiğinde, sen elbette kalkarsın” diye söylendi. Sonra âh dedi. Ve devam etti: Sonra da; “Şu günahları işleyenler kalksın!” derler.…

Devamını oku

Nasıl kadı oldu?

Zamanın Halîfesi Ebû Ca’fer, o devrin en büyük âlimlerinden olan Ebû Hanîfe, Süfyân-ı Sevrî, Mis’âr bin Kedâm ve Şüreyk bin Abdullah’a haber gönderip huzuruna çağırdı. Bunlar birleştiler. Ve yola çıktılar. Ancak Süfyân-ı Sevrî yolda kaçtı. Bir vapura binip; “Başımı kesecekler, beni gizleyin” dedi. Onun böyle demesi; “Kâdı olan kimse, bıçaksız…

Devamını oku

Bu eti nerede pişirdin?

Talha bin Musarref hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Tâbiînden olup, tanınmış hadîs ve kırâat âlimidir. Zühd ve vera sâhibiydi. Bir gün oruç tuttu. Evde az et vardı. Hanımı bu eti iftarlık olarak hazırlamak istiyordu ama pişirecek ızgara gibi bir şey yoktu. Bu sırada, komşunun hizmetçisi ateş almak için geldi. Elinde ızgara vardı.…

Devamını oku

Ağır gelir!..

Tâbiînin büyüklerinden olan Sâbit bin Eslem Benânî hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatıyor: Hadîs-i şerîfte Peygamberimiz buyurdular ki: Kıyâmet günü kulun ameli getirilir, oraya mahsûs olan terazinin bir gözüne konur. Melekler tartar. Ama hafif gelir. Tâ ki, Allahü teâlâ tarafından mühürlenmiş bir sahîfe getirilip sevap kefesine konunca, bu göz ağır gelir. Bu…

Devamını oku