Onu anlayamadılar!..

(Dünden devam) Mus’ab bin Umeyr’i “radıyallahü anh”, bizzat öz babası, karanlık bir mahzene tıkmış işkence ediyordu. Niye? Dîninden dönsün diye. Ama hayır. Hiçbir şey onu dîninden döndüremeyecekti. Adam şaşırdı. Artık çâresizdi. İşkence kâr etmeyince, alttan aldı. “Oğlum câhillik etme. Muhammed’i inkâr et. Sen bu şehrin en akıllı genciydin. Ona nasıl…

Devamını oku

Görülmemiş işkenceler!..

Müşrikler, kimi kimsesi olmayanlara görülmemiş işkenceler yapıyorlardı. Ammâr bin Yâsir’i radıyallahü anh yakaladılar bir gün. Önce ateşle dağladılar. Peşinden tehdît: “Allah’ı inkâr et!” Cevâp iki kelime: “Lâ ilâhe illallah!” O seçilmişler, Peygamberlerden sonra insanların en üstünleriydiler. Ölüyorlardı da dönmüyorlardı dinlerinden. Müşrikler, bir köleye söz geçirememenin kızgınlığıyla köpürüp, ucu pul pul…

Devamını oku

Zeyd’i esîr aldılar

Zeyd bin Hârise radıyallahü anh, henüz çocuk iken annesiyle uzaktaki bir akrabâlarına ziyârete gitmişlerdi. Yolda haydutlar kâfileyi basıp, Zeyd‘i esîr aldılar. Sonra da satılığa çıkardılar. Hazret-i Hatîce‘nin yeğeni, onu satın alıp halasına verdi. O da Resûlullah‘a hediye etti. Efendimiz memnun oldu. Hemen âzâd etti. Ve evlât edindi. Lâkin Zeyd’in babası,…

Devamını oku

Az mühlet ver!

Efendimizin âzâdlı kölesi Zeyd bin Hârise hazretleri “radıyallahü anh”, bir defâ kira ile katırcı tutup sefere çıktı. Medîne’den ayrılıp vurdular sahrâya. Şehirden iyice uzaklaşınca, katırcı asıl yüzünü gösterip, Hazret-i Zeyd’i öldürmeye kalkıştı. Zeyd bin Hârise; “Dur!” dedi ona. Az mühlet istedi. “Ne yapacaksın?” deyince; “Şuracıkta iki rekât namâz kılayım, sonra…

Devamını oku

Bire alçaklar!..

(Dünden devam) Hamza, pürhiddet Kâbe’ye vardı. Müşrikler, onu uzaktan görünce büyük korkuya kapılıp; “Önce bizi selâmlar, sonra tavafa giderse korkmayın. Ama, ilkin tavafa yönelirse o zaman yandık, öç almaya gelmiştir” dediler. Çok korktular. Ama haklıydılar. Hamza, yanlarından hışımla geçip önce tavafını yaptı. Sonra dağ gibi heybetiyle gelip dikildi önlerinde. Ve…

Devamını oku

Üzülme yeğenim!

(Dünden devam) Hamza, Efendimizi “aleyhissalâtü vesselâm” tesellî için; “Üzülme yeğenim. Ebû Cehil mel’ûnunun kafasını yardım. İntikamını aldım, düşmanlarını sindirdim” dedi. Ve ilave etti: Haydi üzülme. Ve sevin artık. Ama Efendimiz; “Bütün müşrikleri katletsen de yine sevinemem” buyurdular. “Seni nasıl sevindirebilirim?” deyince, “Îmân edip şu güzel vücûdunu Cehennem ateşinden kurtarman, bana…

Devamını oku