O, velîlerin pîridir!

Bir gün eshâbdan birkaç kişi Resûlullahın “aleyhissalâtü vesselâm” huzûruna varıp; “Yâ Resûlallah! Size bir şey sormak istiyoruz” dediler. Resul aleyhisselâm; “Sorunuz” buyurdu. O zaman; “Alî’yi çok seviyorsunuz. Hikmeti nedir?” dediler. Efendimiz; “Alî’yi çağırın gelsin, niçin çok sevdiğimi söyleyeyim” buyurdular. Sahâbeden biri; “Başüstüne” dedi. Ve çağırmaya gitti. O arada Efendimiz onlara;…

Devamını oku

Al dik şu gömleğimi!..

Hazret-i Ömer radıyallahü anh, bir gün eshâbtan bâzısıyla sahrâda oturuyordu ki, o ara fakîr bir köle gelip dikildi karşısına. “Yâ Ömer!” “Buyur kardeşim”. “Halîfe sen misin?” “Evet benim.” Sırtından gömleğini çıkarıp uzattı Halîfeye: “Nicedir yırtık şu gömleğim. Al da dik şunu çabuk!” Halife çok şaşırdı. Kızmadan sordu: “Sen niçin dikmiyorsun?”…

Devamını oku

Korkacak bir şey yok!..

Efendimiz aleyhisselâm, bir gün eshâbına; “Mü’min kabre girince, iki suâl meleği gelir. Ancak çok heybetli ve korkunçturlar. Onu suâle çekerler” buyurdu. Hazret-i Ömer dinledi. Ve Peygamberimize; “Yâ Resûlallah! Kabirde aklımız başımızda olacak mı?” diye sordu. Efendimiz; “Evet yâ Ömer, olacak” buyurdular. Rahatladı. Ardından; “Öyleyse korkacak bir şey yoktur” dedi. Hazret-i…

Devamını oku

Yâ Sâriye! Dağa, dağa!

Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”, ordusunu kâfirler üzerine gazâya göndermişti yine. Hazret-i Sâriye başkumandandı. Ordu ayrıldı. O yere vardı. Kumandanın emriyle bir dağın eteğinde karargâh kurdular. Düşman ordusu ise dağın öbür tarafında olup, İslâm ordusunun geldiğini görmüşlerdi. Pusu kurdular. Cumâ günü idi. Halîfe hazret-i Ömer mescide gelip minbere çıktı. Ve Cumâ…

Devamını oku

Siz kimi isterseniz…

Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” bir gün evinde bir ziyâfet tertib edip, Efendimizin “aleyhisselâm” huzûruna vardı. Selâm verdi. Sonra arz etti: “Yâ Resûlallah! Bugün bizim hâneye yemeğe buyurursanız çok seviniriz.” Memnun oldular. Tebessüm ettiler. Ve Ona; “Yemeğe, yalnız beni mi çağırırsın yâ Osmân?” diye sordular. Resûle döndü. Ve cevâben; “Siz kimi…

Devamını oku

“Lâ ilâhe illallah” deyiniz!

Ukaz panayırı insan kaynıyordu. Bir ara orta yaşta bir insanın sesi duyuldu. Sözleri tatlı idi. Hem de tesirli. “Ey insanlar! Lâ ilâhe illallah deyiniz!” diyordu ki, bu kişi Sevgili Efendimizdi. Ama O halkı İslâma çağırırken, biri de ardınca dolaşıp; “Amân hâ!” diyordu. “Sakın inanmayın!”. Bu da Ebû Leheb’di. Buna rağmen…

Devamını oku