Var mısın güreşelim?..

Zaman-ı seâdette Rekâne adında iri cüsseli bir pehlivan vardı ki, sırtını yere getiren kimse yoktu o havâlide. Bir gün sahrâdaydı. Koyun otlatıyordu. Derken Efendimiz aleyhisselâm ile karşılaştı birden. Ve kibirli bir edâ ile; “Halkı, Lât ve Uzzâ’dan ayıran sen misin?” diye seslendi. Buyurdular ki: “Evet benim!” “Benimle güreşe var mısın?…

Devamını oku

“Vâh Ömer!” diye feryâd etti

Hazret-i Ömer radıyallahü anh halîfe iken kurt koyunu yemezdi. Ama O dünyadan göçünce, kurtlar koyunlara saldırır oldular. Enteresandır. Şöyle anlatılır: Bir çoban, iki arkadaşıyla sürüsünün önünde oturuyordu ki, âniden bir kurt gelip, saldırdı koyunlara. O bunu görünce; “Vâh Ömer!” dedi. Ve başladı ağlamaya. Arkadaşları; “Ne oldu, niye ağlıyorsun?” dediklerinde; “Halife…

Devamını oku

Bedir esîrleri

Resûlullah Efendimiz, Bedir’den zaferle dönmüş, “yetmiş” de esîr alınmış, ama esîrler hakkında bir vahiy de gelmemişti. İstişâre ettiler. Karar verdiler: Esîrler, fidye karşılığı serbest bırakılacaktı. Aralarında Resûlullahın amcası da vardı. Hazret-i Abbâs. Peygamberimiz; “Yâ Abbâs! Kendin ve Ukayl için fidye ödeyeceksin!” buyurunca, “Ben mü’minim. Kureyş, beni zorla getirdi” dedi. Böyle…

Devamını oku

Sevinçli bekleyiş

Hazret-i Âmine der ki: O Server’e hâmile olduğum günlerde hiç acı ve elem görmedim. O günlerde gâibden; “Ey Âmine! Sen son Peygambere hâmilesin” dediler. Çok susamıştım. Şerbet sundular. Onu alıp içtim. Baldan tatlı ve serin idi. Pek çok hanım bana hizmet ediyor, ama onları tanımıyordum. Bir tanesi; “Ben Firavun’un hanımı…

Devamını oku

Bir avuç hurma

Tebük Harbi’ne gidileceği zaman Efendimiz; “Herkes bir yardımda bulunsun” diye haber saldı eshâba. Kimi altın getirdi. Kimi de gümüş. Kimi de bir avuç “hurma” getirmişti. Hazret-i Ömer’in o ara durumu iyiydi. Malı parası çoktu. Kendi kendine; “Bu defâ Ebû Bekr’i geçebilirim” diye düşünüp, malının yarısını getirip verdi. Efendimiz gördü. Ona…

Devamını oku

Şehîd olmak istiyordu

Resûlullah aleyhisselâm bir gün şehîdliğin kıymetini anlatınca, Nevfel adlı bir sahâbî; “Yâ Resûlallah, ben bir duâ edeyim, siz âmin deyin” diye ricâ etti. “Peki” buyurdular. O, ellerini kaldırıp; “Yâ Rabbî, bana şehîd olmayı nasîb eyle!” diye yalvardı. Efendimiz “âmin” dediler. Nevfel ilk cenkte şehîd oldu. Defnedildi. Defin işi bitti. Resûlullah…

Devamını oku