İnandığı gibi yaşadı

Hamîd-üt-Tavîl hazretleri Tâbiînin meşhûr hadîs âlimlerindendir. Boyu kısa, fakat elleri uzun bir zât idi. Şöyle ki; Evinde durduğu zaman bir eli yere değerken, bir eli tavana değerdi. Kırk sene, yatsı namazının abdesti ile sabah namazını kıldı. İnandığı gibi yaşadı. Yaşadığı gibi öldü. BİR MUCİZE Bu zat, Enes bin Mâlik hazretlerinden…

Devamını oku

Benden ne istersin?..

Hammâd bin Seleme hazretleri anlatır: Allahü teâlâ, Cennet ehlinden bir kimseyi çağırıp; “Yerin nasıldır?” diye sorar. O kimse de; “Çok iyidir” der. “Yâ Rabbî, büyük ni’metler içindeyim” diye arz eder. Hak teâlâ; “Benden istediğin bir şey var mı?” diye sorar. O kimse yine; “Dünyâya geri dönüp, senin rızân için şehîd…

Devamını oku

Biraz söz taşıyıcıdır!..

Hammâd bin Seleme hazretleri anlatır: Köle satın alacak bir adam, kölenin sahibine sorar: “Hiç kusuru var mı?” “Söz taşıyıcıdır” dese de, o kimse bunu önemsemez. Ve köleyi alır. Bir gün bu köle, evin hanımına; “Kocan seni çok sevsin ister misin?” diye sorar. Kadın cevâben; “İsterim” der. “Öyleyse o uyurken sakalının…

Devamını oku

Cennetten alınan köşk!..

Horasanlı biri, Habîb-i Acemî hazretlerine gelip; “Efendim, biz hacca gidiyoruz. Dönünceye kadar şu onbin dirhem ile benim için bir ev alır mısınız?” dedi. Ve parayı verdi. Hazret-i Habîb; “Olur alırım” deyince, teşekkür edip ayrıldı. Ancak o günlerde Basra’da büyük kıtlık başgösterdi. Halk açlıktan perîşandı. Velî zât düşündü. Ve kendi kendine;…

Devamını oku

Habîb kalbden konuşur

Hasan-ı Basrî hazretleri, Habîb-i Acemî hazretlerini çok sever, ba’zan meclisinde sohbet etmesini söyler, O da sohbet ederdi. Bâzısı merak etti. Hasan-ı Basrî’ye; “Efendim, siz varken meclisinizde Onun sohbet etmesini istemenizin hikmeti nedir?” diye sordular. O da dinledi. Ve cevâben; “Habîb kalbinden konuşup insanların kalbine yerleştirir. Onun için Onu konuşturuyorum” buyurdu.…

Devamını oku

Hiç paran var mı?

Habîb-i Acemî hazretleri büyük Velîdir. Bir gün yaşlı bir kadıncağız çok telâşlı olarak bu zâtın huzuruna geldi. Ama çok üzgündü. Gözyaşları içinde; “Efendim, oğlum kayboldu. Ayrılığına dayanamıyorum. Ne olur, oğlumu bana göndermesi için duâ edin” diye yalvardı. Hazret-i Habîb sordu: “Hiç paran var mı?” Kadıncağız; “Sâdece iki gümüşüm var” deyince,…

Devamını oku