Kızım, süte su kat!..

Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” âdeti üzere bir gece şehri dolaşıyordu ki, bir evden konuşmalar duydu. Anne kız münâkaşa ediyorlardı: “Kızım, süte su kat!” “Katmayalım anne.” “Kat diyorum sana!” “Lütfen anneciğim ısrâr etme. Helâl kazancımıza haram karıştırmayalım.” “Bir ölçek kızım.” “Anneciğim bunun azı da haramdır. Hem Halîfe; süte su katmayın! demiyor…

Devamını oku

Secdede vefât etti

Dâvûd-i Tâî hazretleri vefât ettiği gece sabaha kadar Kur’ân-ı kerîm okudu, duâ etti, günahlarını düşünüp uzun uzun ağladı. Sonra da kalktı. Namaza durdu. Bu namazında rükû ve secdelerinde çok uzun durdu. Son secdeye gittiğinde de çok uzun bekledi. Secdeden kalkmıyordu. Annesi bunu fark etti. Çok meraklandı. Uzun müddet başını kaldırmadığını…

Devamını oku

Haydi sen de gel!

Ebû Eyyûb-i Sahtiyânî hazretlerinin bir sevdiği anlatır: Bir gece rü’yâmda hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömer’i “radıyallahü anhümâ” gördüm. Bir hoş oldum. Ve kendilerine; “Acabâ teşrîfinizin sebebi nedir efendim?” diye sordum. Cevâben; “Ebû Eyyüb Sahtiyânî’nin cenâze namazını kılacağız” buyurdular. Sordum hemen: “O vefât mı etti?” “Evet, dün gece vefât etti”…

Devamını oku

Niçin evlenmiyorsun?..

Dâvûd-i Tâî hazretlerinin huzûruna, bir gün bâzı sevdikleri gelerek; “Efendim, niçin evlenmiyorsunuz?” diye sordular. Büyük velî, cevâbında; “Evliliğin mes’ûliyeti çoktur. Sâliha bir hanımla evlenirsem, onun hukûkuna riâyet edemem diye korkuyor, cesâret edemiyorum” buyurdu. Ve ekledi: “Kul hakkı da var.” “Nasıl kul hakkı?” dediklerinde; “Şöyle ki, zevcemin kalbini incitirsem, kul hakkı…

Devamını oku

Ölünce, hesaba çekileceksin!

Dâvûd-i Tâî hazretleri, İmâm-ı a’zam hazretlerinin derslerinde yetişti. Halîfe Hârun Reşîd, bir gün bu zâta gelip; “Bana nasîhat et” dedi. Hazret-i Dâvud; “Pekâlâ” dedi. Ve ardından; “Ey Hârun! Günahtan sakın, zîrâ ölünce hesaba çekileceksin. Milletine zulmetme, yoksa mahşer gününde hepsi senden dâvâcı olur” buyurdu. Halîfe Onu dinledi. Uzun süre ağladı.…

Devamını oku

Açık havaya çıkarayım mı?

Bir kimse anlatıyor: Hazret-i Dâvûd’un hastalandığını duyup ziyâretine gittim. Hava çok sıcaktı. Baktım, başını bir kerpiç üzerine koymuş, Kur’ân-ı kerîmden, “Cehennem ateşi” geçen bir âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okuyor, gözyaşı döküyordu. Yanına yaklaştım. Ve kendisine; “Seni açık havaya çıkarayım mı?” dedim. Cevâben; “Hayır, istemem, ben ölürsem cenazemi şu duvarın arkasına…

Devamını oku