Çabuk kalkın, köyü terk edin!

Ahmed Kuseyri hazretleri, 1500’lü yıllarda Hatay’da yaşadı ve orada vefat etti… Türbesi, Şenköy’dedir. Bir akşam, talebeyi toplayıp; “Çabuk köyü dolaşın! Herkes, kıymetli ne eşyası varsa alıp çıksın köyden!” buyurdu. Talebeler kalktılar… “Peki” deyip koştular. Ve bir çırpıda verdiler bu mühim haberi köylüye. İnsanlar apar topar çıktılar. Ve toplandılar köy dışında.…

Devamını oku

Artık son nefeslerini alıyordu!..

Hazret-i Muaviye’nin “radıyallahü anh” ölümü yaklaşmış, artık “son nefeslerini” alıp veriyordu. Bütün ailesi baş ucundaydı. Onu dinliyorlardı. Onlara hitaben; “Ben öldükten sonra cömertlik ve ihsan da kalmaz. Çok kimselerin gelirleri kesilir, isteyenler ‘eli boş’ döner” dedi. Ardından; “Keşke ‘Zi Tuva’ denilen köyde bir Kureyşli olsaydım da emirlik yapmasaydım” dedi. Üzüldüğünü…

Devamını oku

Allah kime iyilik murat ederse…

Efendimiz bir gün hayvanına bindi. Hazret-i Muaviye’yi de arkasına bindirdi. Ve giderken; “Yâ Muaviye! Bana en yakın hangi uzvundur?” buyurdu. Hazret-i Muaviye; “Karnımdır” dedi. O zaman; “Yâ Rabbî! Bunu ilimle doldur ve yumuşak huylu eyle” diyerek “hayır dua” buyurdu… ? ? ? Abdullah bin Mübarek hazretlerine bir kimse geldi. Ve…

Devamını oku

Beni bir daha göremezsin!..

Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) Yemen’e gitmek üzere yola çıkınca Peygamberimiz onun yanında bir miktar yürüdü… Sonra vedalaştı… Ve buyurdu ki: “Yâ Muaz! Belki bundan sonra beni bir daha göremezsin. Dönüşünde belki benim mescidime ve kabrime ziyarete gelirsin.” O, bu sözü duydu. Ağlamaya başladı! Efendimiz ona “Ağlama yâ Muaz! Bana…

Devamını oku

Bize kimi halife bırakıyorsun?

Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) âlim bir zat idi. Hazret-i Ömer’e; “Bize kimi halife bırakıyorsun?” diye sordular. Cevaben; “Muaz bin Cebel sağ olsaydı onu bırakırdım” buyurdu. Hikmetini sordular. Şöyle cevap verdi: “Rabbim bana ‘Yerine kimi bıraktın?’ diye sorunca ‘Yâ Rabbî! Senin Habibinin ‘Muaz, kıyamet günü, âlimlerin önünde tek başına bir…

Devamını oku

Niçin sultana iltifat etmemiş?

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’u fethettikten sonra hocası Akşemseddin hazretlerini ziyarete gitti bir gün. Fakat o da ne?!.. Hiç iltifat etmedi kendisine. Hâlbuki fetihten önce ne zaman gitse hemen ayağa kalkar, iltifat ederdi. Üzüldü genç padişah! Sebebini merak etti… Kendi kendine; “Hocama karşı bir hata mı işledim” diyordu. O gün…

Devamını oku