Resûlullahın şefâati

Muhammed bin Muhammed hazretlerine, Resûlullah Efendimizin şefâatinden sordular bir gün.Şöyle anlattı:Hazret-i Ömer’i radıyallahü anh, vefâtından sonra rüyâda görüp;“Hak teâlâ sana ne muâmele etti?” diye sordular.Hazret-i Ömer cevâben;“Beni bir serçeye bağışladı” buyurdu.“Nasıl oldu?” dediklerinde; “Bir çocuk onu yakalamış ve sıkıca bağlamıştı. Onu o yaramazın elinden alıp salıverdim. Bu amelim cenâb-ı Hakka…

Devamını oku

Niçin gülersin yâ Âişe?..

Bir gün, Efendimiz aleyhisselâm, hazret-i Âişe’nin evine geldiler. Âişe vâlidemiz Resûlullahın nur cemâline bakıp gülümseyince, Efendimiz;“Niçin gülersin yâ Âişe?” diye sordular.Hazret-i Âişe;“Yâ Resûlallah, sen gelmeden az önce elimdeki iğne yere düşmüştü. Ne kadar aradımsa da bulamamıştım. Sen içeri girince oda öyle aydınlandı ki, iğneyi rahatlıkla gördüm ve aldım. Onun için…

Devamını oku

Sevginin böylesi…

Yâkup aleyhisselâmın, oğlu Yûsuf Nebî’den ayrılığı çok uzamış, hasret ateşiyle yanıp kavruluyordu. Yûsuf aleyhisselâm Mısır’a sultân oldu ve babasını Mısır’a dâvet etti. Yâkub Peygamber, dörtyüz kişilik bir kâfile ile düştü yollara. Yûsuf Nebî de cümle erkânı ile babasını karşılamaya çıktı. Nihâyet karşı karşıya geldiler. Yûsuf Nebî, uzaktan babasını görünce, atından…

Devamını oku

Dert ve belâ ni’mettir

Bekir bin Abdullah Müzenî hazretleri, bir sohbetinde; “Kardeşlerim! Allahü teâlâ bir kuluna hayır murad ederse, ona biraz sıkıntı tattırır. Zîra derd-ü belâ, Hak tâlânın kemendidir. Sevdiklerini bu kementle kendine çeker” buyurdu.Bir gün de;“Günahtan çok sakının! Kim dünyada gülerek günah işlerse, âhirette ağlayarak Cehenneme girer” buyurdu. HİÇ KIZMADIBir gün de kendini…

Devamını oku

Dünya ve âhiret

Behlül Dânâ hazretleri bir gün bâzı insanlara; “Bu hayat, bir hayâldir, bu fâni’ye aldanan, huzûr bulamaz. Aklı olan, ona gönlünü kaptırmaz” buyurdu. Şöyle devam etti:“Sâdece dünya için çalışana, Allah dünyalık muradı ne ise onu verir. Ama âhiret için çalışana, ikisini de ihsân eder. İkisini de elde etmek isteyen, her ikisinden de…

Devamını oku

İhtişamla geliyordu!..

Halîfe Hârun Reşîd hacdan dönerken bir debdebe ve ihtişamla Bağdat’a giriyordu ki, bir ara hazret-i Behlül önüne çıkıp;“Ey Hârun!” diye seslendi.Halîfe, yüzündeki perdeyi kaldırıp;“Buyur Behlül, bir arzun mu var?” diye sordu.O cevâben;“Ey Hârun! Allah’ın Habîbi Kâbe’den dönerken böyle tantana yapmazdı” dedi.“Nasıl yapardı yâ Behlül?”“O, bir kızıl deveye biner, başı önünde,…

Devamını oku