Sığırımız çalınmış, siz aldınız!

Yesi şehrine yakın bir belde vardı ki oradaki halk “düşmanlık” besliyorlardı Ahmed Yesevi hazretlerine. Onun şöhreti artıyordu. Düşmanları da artıyordu. Bu nasipsizler bir gün toplandılar. Ve Onu, “hırsızlık” suçuyla karalamak için karar aldılar. Ama nasıl yapacaklardı? Her biri bir şey teklif etti. Sonunda karar verdiler. Bunun için “bir sığırı” kesip…

Devamını oku

Bu fetih bize nasip olur mu?

Sultan İkinci Murad Han, Hacı Bayram-ı Veli’yi çok sever, devlet işlerinden fırsat buldukça ziyaretine giderdi. Bir gün yine gitti. Şehzade Mehmed’i de götürdü. O zaman dört yaşındaydı. Sultan Murad, her İslâm padişahı gibi “İstanbul’u fethetmek” arzusundaydı. Tek gayesi bu idi. Hacı Bayram-ı Veli’ye; “Efendim, İstanbul’u fethetmek, tek emelimdir. Bu diyarı…

Devamını oku

Yâ İlâhî!.. Pişmanım vallahi

Hazret-i Mevlâna’yı çok seven genç bir tüccar, Mısır’a gitmek için bu zattan izin ister. Mevlâna izin vermez. Ama o, dinlemez. Gizlice yola çıkıp gemiye biner. Tam Mısır’a yaklaşırken kâfirler saldırır, gemi halkıyla birlikte onu da esir alırlar. Ağır işlerde çalıştırırlar. Genç tüccar, açar ellerini. “Yâ İlâhî!.. Pişmanım vallahi. Hazret-i Mevlâna…

Devamını oku

Gözüne bir ok isabet etti!..

Katade bin Numan (radıyallahü anh), Uhud Harbi’nde Sevgili Peygamberimize hücum eden müşriklere karşı vücudunu “siper” ederken gözüne “bir ok” isabet etti! Ve o gözü çıktı. Gözü eline aldı. Efendimizin huzuruna gelip “Yâ Resulallah! Benim çok sevdiğim bir hanımım var, beni bu hâlde görürse hoş karşılamayabilir” dedi. Resul aleyhisselâm, Hazret-i Katade’nin…

Devamını oku

Ömrü savaşlarda geçmişti…

Miktad bin Esved (radıyallahü anh), Eshab-ı kiramın meşhurlarındandır. Hazret-i Ömer vefat edeceği zaman onu yanına çağırdı. Hilâfet işini görüştü. Vasıyette bulundu… Ve kendisine; “Yâ Miktad! Beni kabre koyduktan sonra danışma heyetini çağır ve onları bir evde topla. İçlerinden birini halife seçinceye kadar onları orada tut” emrini verdi. O da hemen;…

Devamını oku

Sade bir hayat yaşardı

Miktad bin Esved (radıyallahü anh), çok sade bir hayat yaşar, herkes ona imrenirdi. Kimseyi incitmez, herkese iyiliği emrederdi. Resulullah’ın sünnetinden ayrılmazdı. Bir derdi olsa, Ona sorardı. Bir gün yine geldi. Ve Efendimize; “Yâ Resulallah! Kâfirlerden biri bana hücum edip kolumu kesse, sonra da Kelime-i şehadet getirip ‘Ben, Allah’tan başka ilah…

Devamını oku