Senin rızan için yaptıysak!..

Vaktiyle “üç kişi” bir yolculuğa çıkarlar. Bir dağda akşam olur. Bir mağaraya sığınırlar. Dağdan koca “bir kaya” yuvarlanır. Mağaranın ağzını kapatır. İçeride mahsur kalırlar. Açmayı denerler. Ama ne mümkün. Kaya tonlarca ağırlıktadır. “Bir milim” oynamaz. Çaresizdirler! Bir tanesi açar ellerini. “Yâ İlâhî!.. Benim çok yaşlı annem babam vardı. Onları doyurmadıkça…

Devamını oku

Bu dünya, çalışmak yeridir

İmran bin Husayn (radıyallahü anh) anlatır: “Resulullah Efendimiz düşman askerleriyle karşılaştığı zaman en önce vuran O olurdu… Merhametten ayrılmamakla beraber harp meydanlarında insanların en şiddetlisiydi. Huneyn Savaşı’ydı… Müşrikler sardılar. O, atından inip ‘Ben peygamberim. Ben Abdülmuttalib’in torunu ve Abdullah’ın oğlu Muhammed’im!’ buyurarak düşmana saldırdı! O gün Ondan daha cesur ve…

Devamını oku

Bilirsin ki biz seni çok severiz

İmran bin Husayn (radıyallahü anh) anlatır: “Bir gün Efendimiz bana ‘Yâ İmran! Kızım Fatıma rahatsızmış. Gel seninle ziyaretine gidip hatırını soralım’ buyurdu. Ben cevap verip; -Anam, babam canım sana feda olsun yâ Resulallah! Olur gidelim, dedim. Ve Fatıma’nın evine geldik. Efendimiz kapıyı çalıp; ‘Esselâmü aleyküm yâ ehle Beytî!’ diye seslendi.…

Devamını oku

Cennet kadınlarının efendisi

(Dünden devam) Hazret-i Fatıma, Peygamberimizin tarifleri üzere güzelce başını bağlayıp örttükten sonra içeri girmeme izin verdiler. İkimiz içeri girdik. Ben geri oturdum. Peygamberimiz “Kızım rahatsızlığın nasıl oldu?” diye hatırlarını sordular. Hazret-i Fatıma; “Babacığım, bu gece çok rahatsızdım. Sancıdan sabaha kadar uyuyamadım” diye arz etti. Bitkin bir hâli vardı… Sözüne devamla;…

Devamını oku

O, Allah’ın sevgili kuludur

Mevlâna hazretleri zamanında “bir âlim” vardır ki bu büyük velinin kıymetini bilmez. Onu sevmez. Bir gün âlimler bir evde toplanırlar. Aralarında “bu âlim” de vardır. Ve bunu fırsat bilir. “Mevlâna” aleyhinde sözler söyler. Hatta ileri gidip; “O geldiğinde her ne derse ben tersini söyleyeceğim” der. Âlimler şaşırırlar! Bu sözü beğenmezler.…

Devamını oku

Dile benden ne dilersen…

Eşrefzade Rumi hazretleri, İznik toprağını nurlandıran bir Allah dostudur. Kabr-i şerifi, kendi adıyla anılan câminin avlusundadır. Bu zat bir gece dergâhta ibâdet ediyordu ki “bir ışık” belirdi. Ardından “bir ses”. Ona hitap ediyordu. “Ey Eşrefoğlu! Bütün haramları sana helâl kıldım” diyordu. Büyük veli bunu duydu. Anladı “şeytan” olduğunu. Yakalayıp avcunun…

Devamını oku