İnsanlar zahirlerini süslüyorlar

Hasan Sezai Efendi, Edirne’de medfun olan bir velidir. Bir gün “bir genç” gelir. Nasihat ister bu veliden. Mübarek zat o gence; “Evlât! Bugün insanlar, yalnız zahirlerini süslüyorlar. Sen öyle yapma! Cenâb-ı Hakk kullarının mal ve mevkilerine değil, kalplerine bakar” buyurur. ? ? ? Bir gün de bir grup genç, sepetlerini…

Devamını oku

Sen kendini kurtardın, ya biz?

Kanuni Sultan Süleyman’ın, vefat ettiğinde yerine getirilmesini istediği bir vasiyeti vardı. Şöyle ki; Şahsına ait bir “çekmecenin” mezarına konmasını istiyordu. Hayatı seferlerde geçen Sultan Süleyman, yine bir seferdeyken vefat etti… Cenazesi İstanbul’a getirilince derhâl defin işlemlerine başladılar. O vasıyeti bildirildi. Çekmece getirildi. Ve hazır tutuldu. Devlet erkânı, şeyhülislâm Ebüssüud Efendi’ye…

Devamını oku

Bunun parasıyla fakirleri doyur!

Ebüssuud Efendi, Osmanlının büyük âlimlerindendir. “Müftiyüssekaleyn” denir kendisine. Bir gün başında çok kıymetli “bir sarık” varken yanına biri gelir. Sarık dikkatini çekmiştir. Kendi kendine “Çok pahalı bir şey. Şunu satsa, parasıyla çok fakirin karnını doyurur” der. Ancak bu, Ebüssuud Efendi’dir. Anlar böyle düşündüğünü. Derhâl çıkarır sarığı. Ve o kimseye uzatıp;…

Devamını oku

Allah beni affeder mi acaba?

Da’lec bin Ahmed hazretleri (rahmetullahi aleyh) bir gün sohbetinde; “Yetmişüç fırka içinde cehennemden kurtulan, yalnız ‘Ehl-i sünnet velcemâat’ fırkasıdır. Her Müslüman; Ehl-i sünnet itikadını öğrenmeli, imânını buna göre düzeltmelidir” buyurdu. Ve şunu anlattı: İsrailoğulları zamanında bir kişi vardır. Fasık olup her işi günahtır. Ama bir gün pişman olur. Günahlarına tövbe etmek…

Devamını oku

Sen niçin böyle üzgünsün?

Osmanlı Evliyasından Geyikli Baba bir gün sevdiklerine; “Namaz, ibâdetlerin en mühimi ve en kıymetlisidir” buyurdu. Ve şunu anlattı cemaate: “Bir gün Eshab-ı kiramdan ‘bir genç’, Resulullah Efendimizin huzuruna geldi. Ancak genç, fevkalâde üzgün ve perişandı! Efendimiz ona sordular: ‘Niçin böyle üzgünsün?’ ‘Yâ Resulallah, ben mahvoldum! Dün falan yerden gelirken ‘haramiler’…

Devamını oku

Askerden dönünce alırım

Hacı Bayram-ı Veli hazretlerini seven temiz kalpli “bir genç” askere çağrılmıştı. Yetim ve öksüzdü. Kimi kimsesi yoktu… Biraz miras kalmıştı babasından. Hani birkaç “bilezik” birkaç da “altın.” Bir kutu içine koydu onları. İyi de kime teslim edecekti? Güvendiği kimse yoktu… O ara Hacı Bayram-ı Veli hatırına geldi hemen. Koştu türbesine.…

Devamını oku