Ücretinden fazla para ver!

İslâm âlimlerinin büyüklerinden İkrime hazretlerinin, yevmiyeyle çalışan bir işçisi vardı. Akşam talebesine;“Buna fazla ücret ver” dedi.O da ücretinden fazla verdi.Ama işçi almadı.Ve ayrılıp gitti…Hazret-i İkrime;“Arkasından yetiş, şimdi alır” dedi.Dediği gibi işçi parayı aldı.Talebe, merak etti bunu.Hikmetini sorunca şöyle izah etti:“Önce umuyordu.Onun için almadı.Alsaydı tevekkülüne zarar verirdi. Ama ayrılıp gidince ‘bu…

Devamını oku

Bu gördüğünü kimseye anlatma!

Abdülhakim Arvasi hazretlerini sevenlerden Abdülkâdir isminde bir pamuk tüccarı şöyle anlatıyor:“Efendi Baba ile Eyüp Câmii’nde bir gün beraberdik.Öğle namazını kıldık.Birlikte dışarı çıktık.Ve Hazret-i Halid’in mübarek türbesine girip bir kenarda oturduk.O esnada ikimizden başka kimse yoktu türbe içinde.Efendi Baba;‘Bana sokul, gözlerini kapat!’ buyurdu.Ben de öyle yaptım.Gözlerimi kapatınca Hazret-i Halid bin Zeyd’i…

Devamını oku

Sen, iyi bir muhasebeci olursun

İslâm âlimlerinin büyüklerinden büyük veli Abdülhakim Arvasi hazretlerinin yakınlarından bir Âbidin Bey vardı.Bu kimse vefat etti bir gün.Teçhiz ve tekfinini yaptılar.Sonra kabrine doğru götürdüler cenazeyi.Abdülhakim Arvasi’nin evi de o yol üzerinde ve yoldan yüksekçe bir setin üstündeydi.Nihayet cenaze geldi.O evin hizasından geçerken Abdülhakim Efendi, set üstünden “bir nazar” etti eller…

Devamını oku

Çocuğunuzu çatıda görürseniz…

Abdülhakim Arvasi hazretlerinin Akhisarlı bir talebesi, bizzat yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatıyor:“Efendi’nin vaazına gitmiştim.Bayezid Câmii’nde vaaz ediyordu.Oturup dinlemeye başladım.Enteresan şeyler anlatıyordu.Ama ben camiye girip de oturunca birden değiştirdi mevzuyu.Ve bana bakarak;‘Kardeşlerim! İçinizden biriniz akşam eve gittiğinde görse ki küçük oğlu evin damına çıkmış güvercin kovalıyor.Hiç heyecana kapılmasın.Çocuğa da bağırmasın.Ürkütmesin yavrucağı.Şefkatli…

Devamını oku

Çocuğumuz hiç konuşamıyor!

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, Van’da yetişen büyük âlim ve evliyadandır. Talebesinden biri şöyle anlatıyor: “Bir gün Efendi Baba ile câminin önünde oturuyorduk… ‘Dilsiz bir çocuk’ getirdiler huzuruna. On on iki yaşlarındaydı. Ve hiç konuşamıyordu. Anne baba çare aramış. Ama bulamamışlar. Çok üzülüyorlarmış. Nihayet o yere Abdülhakim Arvasi adında bir ‘Evliya zatın’ geldiğini…

Devamını oku

İşkence üstüne işkence!..

Habbab bin Eret’in (radıyallahü anh) imân etmesine müşrikler önce aldırış etmediler.Fakat her geçen gün imân edenlerin sayısı artıyordu.Müşrikler mecbur kaldı.Bu işi ciddiye aldılar.Hazret-i Habbab’a daha fazla eziyet etmeye başladılar!İşkence üstüne işkence!Merhametten mahrum ve şefkatten nasipsiz olan bu gaddar kişiler Hazret-i Habbab’ın gözü önünde büyük “bir ateş” yaktılar.Onu ateşin üstüne yatırdılar.Ayaklarıyla…

Devamını oku