Yâ Rabbî! Sen bunları affet

Resulullah Efendimizin cennette bulunduğu bir makam vardır. İsmi “Vesile”dir. Ve en yüksek derecedir. Cennettekilerin hepsine birer dalı yetişecek olan “Sidret-ül-münteha” ağacının kökü oradadır. Cennettekilere her nimet bu dallardan gelecektir. *** Resulullah Efendimiz, dostundan ve düşmanından gördüğü eziyetleri affederdi. Hatta onlara acırdı. Ve karşılık vermezdi. Uhud Gazası’nda kâfirler mübarek yanağını kanatıp…

Devamını oku

Oğul, öyle görünüyor ki!..

Şeyh Edebali hazretleri, Eskişehir yakınlarında “İtburnu” denen bir köye yerleşti. Burada yaptırdığı mütevazı dergâhında ilim öğretip “feyiz” saçtı taliplere.İnsanlar, akın akın koştular bu “ilim irfan yuvası”na.Çaresiz kalanlar; suallerine cevap, dertlerine çare buluyordu bu ocakta.“Dünya sultanları” bile hürmetle gelir, istifade ederlerdi bu “ahiret sultanı”ndan.Osman Gazi de müdavimi olmuştu bu kutlu dergâhın.O…

Devamını oku

Onu sevmiyordu ama…

Dursun Fakih hazretleri zamanında bir kimse, bu zatı sevmiyordu. Bir gece rüyada Resulullah’ı gördü. Yanında Dursun Fakih hazretleri de vardı. Yaklaşıp elini öpmek istedi Efendimizin. Fakat o da ne?! Resulullah, mübarek başını çevirdiler ondan. Adam çok üzülüp Dursun Fakih hazretlerine sokuldu bu defa. Ve ağlayarak: “Ne olur, bir şeyler yapın…

Devamını oku

İşini sakın bırakma!

Hindistan velilerinden Bediüddin Seharenpuri hazretleri, bir gün hocası İmam-ı Rabbani hazretlerine geldi.Ve huzuruna varıp:“Efendim, izniniz olursa memuriyeti bırakıp gece gündüz hizmetinizle şereflenmek istiyorum” diye arz etti.Hazret-i İmam:“Hayır, memuriyeti sakın bırakma!” buyurdu.Aradan zaman geçti.Bediüddin yine sordu.Yine izin vermediler.Yıllar sonra İmam-ı Rabbani hazretleri ona icazetini verdi.O, icazetnameyi aldı.Ve memleketine vardı.Dostlarından biri de…

Devamını oku

Yılanlar ona zarar vermedi!..

Molla Hattap Karahisari hazretleri, Bilecik toprağını nurlandıran bir “Allah dostu”dur… Uzak diyarlarda bir “veli türbesi”ne gitmiş ve gecelemişti orada. Ama orası viranelikti. Koca koca “yılanlar” mekân tutmuştu o yeri. Üstelik zehirliydiler. Yöre halkı bunu öğrenince telâşlandılar! Ellerini ovuşturup yakınmaya başladılar. Herkes bir şey söylüyordu: “Eyvâh! Yazık oldu mübarek zata.” “Evet,…

Devamını oku

Kuru ekmeği suya banıp yedi!..

Kumral Abdal, Bilecik’in Bozüyük ilçesini nurlandıran bir “Osmanlı akıncısı”.Bozüyük’ün üç kilometre yakınında, Kandilli köyüne giderken solda kalıyor türbesi.Bir gün aldı çıkınını.Ve çıktı bir sahraya.Sevenlerinden biri de gizlice takip ediyordu arkasından… Mübarek zat, bir dağın eteğine varıp açtı çıkınını.Kuru ekmeği suya banıp yedi.Sonra zikre başladı:“Allah, Allah, Allah!..”Fakat o da ne?!Dağ taş…

Devamını oku