Ey müminlerin emiri!

Bir gün Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), bazı Eshab-ı Kiram’a “Resulullah Efendimizin ‘fitne’ hakkındaki sözlerinden hatırında olan var mı?” diye sordu.Hazret-i Huzeyfe:“Benim var” dedi.“O nedir?” deyince:“Peygamberimiz fitne hakkında ‘Kişi; ailesinden, malından, çocuklarından ve komşusundan dolayı fitneye düşer. Böyle günahlara, oruç tutmak, namaz kılmak ve iyiliği emredip kötülükten menetmek, kefaret, karşılık olur’…

Devamını oku

Ben de seni bekliyordum

Ahmed Raufi Efendi, 1600’lü yıllarda İstanbul’da yaşadı. Üsküdar’da vefat etti. Kabr-i şerifi, Koca Sinan Paşa Câmii bahçesindedir. “Ahmed” adında bir genç, bu zatı merak edip ziyaretine gitti bir gün. İlk defa görecekti kendisini. Mübarek de yaşlıydı. Doksanın üzerindeydi. Genci karşısında görünce ona ismiyle hitap edip: “Hoş geldin Ahmed evlâdım, ben…

Devamını oku

Bu beldenin sahibi gelsin!

Babam Sultan, Allah dostlarından olup Adapazarı’na bağlı Pamukova beldesindedir nurlu türbesi.Bir gün bu zata:“Bir kâfir imân ederse ilk yapacağı iş nedir efendim?” dediler.Cevabında:“Resulullah Efendimizin hayatını öğrenmektir” buyurdu.? ? ?Babam Sultan’ı çekemeyenler vardı o devirde. Hem de devlet erkânından… Üstelik o yerin vâlisi de onlardandı. Ancak o gece bir rüya gördü…

Devamını oku

Yâ Rabbî! Bana yardım et

Alaaddin Arabi Efendi, Osmanlı Devleti şeyhülislâmlarındandır. 1495 senesinde İstanbul’da vefat etti.Bir grup talebesi, hac için yola çıktılar bir gün. Lâkin birinin hayvanı çok zayıf ve çelimsizdi. Nitekim bir müddet sonra yorulup yattı yere.Arkadaşları gördü.Ve sordular buna:“Hayrola, neyi var bu hayvanın?”“Bilmiyorum, yürümüyor. Ama siz beklemeyin, ben size yetişirim” dedi.Onlar devam etti…

Devamını oku

Ey oğul! Beni kır, onu kırma!

Şeyh Edebali hazretleri, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna “manevi destek” veren bir büyük zattır. Kabr-i şerifi, Bilecik merkezde bir vadinin içerisindedir. Bu zat, büyük İslâm âlimidir. Ve gönül ehli bir “Allah dostu.” 120 yıl ömür sürdü. Ve Bilecik’te vefat etti. Ertuğrul Gazi’nin, oğlu Osman Gazi’ye vasiyeti şöyledir: “Ey oğul!.. Beni kır ama…

Devamını oku

O üzümleri bana satsana!

Abdürrezzak Ali Efendi, 1800’lü yıllarda Erzurum’da yaşamış ve feyz saçmış insanlara. Bir gün yolda giderken bir Hristiyana rastladı mübarek. Adam “üzüm” götürüyordu pazara. Bir şarapçıya satacaktı onları. Büyük zat durup bir teklifte bulundu Hristiyana: “Bu üzümleri bana satsana.” Adam şaşırdı: “Neden sana satacakmışım?” “Üzümler öyle istiyor da ondan.” “Üzümler mi…

Devamını oku