Kafasına göre konuşanlar!..

Alaaddin Ali Esved Karahisari, Anadolu erenlerindendir… Gençliğinde ilim öğrenmek için pek çok meşakkate katlandığını; kitap ve ders notlarını sırtında taşıdığını görenlerden biri sordu:“Hocam, ilim için bir oraya bir buraya koşup durursunuz… İyi de bu daha ne vakte kadar böyle devam edecek?” Cevap iki kelimeydi: “Mezara kadar…” Böyle dedi ve ardından…

Devamını oku

Acele etmeyin, anlarız ileride!

Davud-i Kayseri hazretleri, gençliğinde memleketinden çıkıp ilim tahsiline gitti. Mısır’da bir medrese bulup başladı ders okumaya. Ancak eski talebeler onu kıskanıp müderrise koştular ve “Hocam, bu genç ehil birine benzemiyor” dediler. Müderris onları dinledi. Ve hiç umursamayıp; “Acele etmeyin, ileride anlarız” buyurdu. Ve o gence ‘su temini’ vazifesini verdi dergâhta.…

Devamını oku

Dağa çık, soygunculuk yap!..

İznik’te medfun olan Davud-i Kayseri hazretlerinin dergâhına bir genç gelip “Efendim, maddi sıkıntıdayım, ne iş yapsam acaba?” diye arz etti.Büyük veli;“Soygunculuk yap!” buyurdu.Delikanlı çok şaşırdı!Dağa çıkıp bir harami çetesiyle karşılaştı ve doğruca reislerine gidip rica etti:“Beni de aranıza alır mısınız?”“Olur ama bir şartla, ne dersek yapacaksın, itiraz istemem.”“Peki yaparım” dedi.Az…

Devamını oku

Kolum koptu yâ Resulallah…

Bedir Cengi’nde Hazret-i Muavvez’in kolu bir kılıç darbesiyle kopup yere düştü! Genç sahabi eğildi. Kolunu yerden aldı ve Efendimize koşup “Kolum koptu yâ Resulallah” dedi. Efendimiz, kesik kolu aldı. Yerine bitiştirip dua etti. Kol bir anda kaynadı… Hem öyle sağlam oldu ki öbür kolu zayıf kaldı onun yanında. ? ?…

Devamını oku

Bu geyiği âzât et!..

Peygamberimiz aleyhisselâm, bir çayırda giderken üç kere “yâ Resulallah!” sesini işitti.O tarafa baktı.Bir geyik gördü.Ama bağlıydı.Yanında bir adam vardı.O da uyuyordu.Efendimiz yaklaştı ve o geyiğe “Ne istiyorsun?” diye sordu.Geyik cevaben;“Yâ Resulallah! Bu avcı beni avladı. Karşıki tepede iki tane yavrum var. Aç susuz bekliyorlar. Beni salıver, gidip onları emzirip geleyim”…

Devamını oku

Gönlünde bir tek şey vardı

Abdullah bin Cahş (radıyallahü anh), Uhud Savaşı’nda Sa’d bin Ebi Vakkas’a dedi ki:“Yâ Sa’d! Sen dua et, ben ‘âmin’ diyeyim. Ben dua edeyim, sen ‘âmin’ de.”O da “olur” dedi.Ve şöyle dua etti:“Yâ ilâhi! Bileğime kuvvet ver. En zorlu kâfirleri çıkar karşıma… Hepsini öldüreyim. Sonra gazi olarak geri döneyim.”Abdullah dinledi.Ve “âmin”…

Devamını oku