Bu şeyh çok büyükleniyor!

Bir gün Muhammed Seyfeddin-i Fârûkî hazretleri sohbet ediyordu. Mecliste biri vardı. Onun hatırından; “Bu şeyh de çok büyükleniyor” diye geçirdi. Seyfeddin-i Fârûkî hazretleri, bu hâli Allahü teâlânın yardımıyla sezdi. Düşüncesini anladı… Üzüldü tabii. Ve ona dönüp; “Benim bu hâlim, Allahü teâlânın kibriya sıfatının, yâni Onun büyüklüğünün tecellisidir” buyurdu… ● ●…

Devamını oku

Kendinizi, vermeye alıştırın!

Seyfeddin-i Faruki hazretleri, bir sohbetinde “Kendinizi, vermeye alıştırın, vermeye alışmayanların, son nefeste işi zordur” buyurdu. “Niçin efendim?” dediler. Cevabında; “Vermeye alışık olmadıkları için ruhlarını da zor verirler. Ölüm meleği, onların ruhlarını, yaş keçeden diken söker gibi çekip alır” buyurdu. ● ● ● Bir hanım, bir gün bu zata gelerek; “Efendim,…

Devamını oku

Uhud Savaşında yaşı küçüktü

Sehl bin Sa’d (radıyallahü anh), Uhud Savaşı sırasında yaşı küçük olduğu için bu savaşa katılamamıştı. Diğer yaşı küçük Sahabiler gibi Medine’de kalmıştı… Peygamberimizin yaralandığı haberi Medine’ye ulaşmıştı! Herkes üzgündü! O da çok üzüldü! Ve Uhud’a koştu. Kendisi o günü şöyle anlatır: “Resûl-i Ekrem’in yaralandığını duyunca çok üzüldük! Kızı Hazret-i Fatıma…

Devamını oku

Ne buyurursa yapacak mısın?

Seyyid Taha hazretlerinin oğlu Ubeydullah, babasının yerine geçen amcası Seyyid Sâlih hazretlerine talebe olmayıp, diğer halifesi Seyyid Fehim hazretlerine tâbi olmak istedi. Ama O, istemedi. Buna razı olmadı. Ve kendisine “Muhterem babanız, yerine Seyyid Sâlih hazretlerini tayin ettiler. Bu sebeple siz de, biz de onun sohbetine gidip, ona tâbi olmamız…

Devamını oku

Kabrimi ayak ucuna kazın!

Seyyid Sâlih hazretleri bir zaman hastalandı. Bu, son hastalığıydı. Talebelerini toplayarak her biriyle vedalaştı… Herkesle helâlleşti. Vasiyetini bildirdi. Kabriyle ilgili olarak; “Kabrimi, ağabeyim Seyyid Taha hazretlerinin kabr-i şerifinin ayak ucuna kazın. Bizden sonra Seyyid Fehim’e tâbi olun” buyurdu. Kur’ân-ı kerim okunuyordu. “Allah!” deyip vefat etti… Sevdiklerine kavuştu… Vasiyetini aynen yaptılar.…

Devamını oku

Gavs’ın üzerine yağmur yağmaz!

Seyyid Sıbgatullah Hizani hazretlerinin bir talebesi anlatıyor: “Abdürrahman Tâgi, henüz hocamızın talebesi olmak şerefine kavuşmamıştı ki, hocamızın, ‘zamanın gavsı’ olduğu hakkında tereddüdü vardı. Bir gün kitaplardan ‘gavslık alâmetlerini’ okuyup huzuruna gitmeyi ve bu alâmetlerin onda olup olmadığını anlamak istedi. Gavs ne demektir? Öğrenmek istiyordu. Nihayet bir kitapta; ‘Gavs’ın üzerine yağmur…

Devamını oku