Kavanozdaki “cihat tozu!”

  Sultan İkinci Bayezid Han, sekizinci Osmanlı Padişahıdır. Fatih Sultan Mehmed’in iki oğlundan büyüğüdür… Küçük yaştan itibaren tam bir ihtimamla yetiştirilen Şehzade Bayezid, devrin en kıymetli âlimleri elinde tahsil gördü. Babası vefat edince, 1481 senesinde tahta çıktı… Bayezid Han, Osmanlı tahtına geçtiğinde; Batı’da çok önemli fetihlere başlama noktasındayken, Doğu’da büyük…

Devamını oku

Eşkıyâ, nasıl oldu evliyâ?

Fudayl bin İyad adında bir kimse vardı. Merv ve Ebyurd şehirleri arasındaki sahrada eşkıyâlık yapardı. Adamları, kervanları soyarlar, malları getirip, ona teslim ederlerdi. Hayret edilecek bir husus ki, bu eşkıyabaşı, namaza çok önem verirdi… Bir gün büyük bir kervan geldi. Adamları kervanı soymaya hazırlanırken biri, durumu fark etti ve altınlarını…

Devamını oku

Başarılı insanlar alçak gönüllüdür

Fert olarak kendini yenileyen, kendisine ve çevresine faydalı olan insanların meydana getirdiği sosyal yapı sağlam olur. Temeli sağlam olan toplumlar, başarılı olurlar. Sosyal çevremizi ve ufkumuzu genişletmeye yardımcı olacak metotlardan birkaçını sizinle paylaşalım:*Sosyal çevreyi sınırlandırmak, hizmeti sınırlandırmak olur… Yeni arkadaşlar edinin, yeni organizasyonlara katılın, sosyal çevrenizi artırın. Böylece tıpkı her…

Devamını oku

Şeytanın feryat ettiği gece!..

Mübarek genç Abdullah, Âmine Hâtun ile evleniyordu… Düğün günü, hem arefeye, hem de perşembeyi cumaya bağlayan geceye isâbet etmişti… Cebrâil aleyhisselâm, yeryüzüne inerek Kâbe üzerine yeşil bir bayrak dikti ve; “İnsanların en hayırlısı ve peygamberlerin efendisine ait nûr, Âmine Hatun’a geçti. O, yakında doğacaktır…” diye dört bir yana seslendi. Melekler…

Devamını oku

İki defa tahta geçen Padişah!..

İkinci Murad Han, altıncı Osmanlı Padişahıdır. Babası Çelebi Sultan Mehmed’dir. 1404’te Amasya’da doğdu. Babasının vefatıyla 1421’de tahta geçti… İlme ve âlimlere çok hürmet edip evliyâya izzet ve ikrâmda kusur etmediği için memleket, âlim ve evliyâ yurdu oldu… Büyük âlim Molla Yegân bile ona hac dönüşünde, Şehzadesine (Fâtih) Hoca olarak Molla…

Devamını oku

Nûr, artık Âmine Hâtun’daydı…

Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek babası Abdullah, yirmi yaşına girdiğinde, yüzünün güzelliği öyle artmıştı ki, görenlere Yûsüf aleyhisselâmı hatırlatıyordu… Onunla ilgili harikulâde olaylar yaşanıyordu. Meselâ, putların yanından geçse, kendisine; “Ey Abdullah! Sakın bize yaklaşmayasın! Sen yüksek şan sahibi O emsâlsiz insanın nûrunu taşıyorsun. O son Peygamberdir. Bize tapan…

Devamını oku