Onun derdi ilim öğrenmekti…

Alâüddin-i Attar’a babasından çok miras kaldı. Fakat o, hepsini kardeşlerine bıraktı ve gidip Şah-ı Nakşibend hazretlerine talebe oldu!..Alâüddin-i Attar hazretleri, Buhara’da yetişen en büyük evliyadandır. Silsile-i aliyyenin on altıncısıdır… 1400 (H.802) senesinde vefât etti… Bu mübarek zatın babası çok zengin idi. Vefat edince, oğullarına miras olarak çok mal kaldı. Fakat…

Devamını oku

Velâyet makamını kaybeden şeyh!..

Büyük velî Abdülkadir Geylani hazretleri zamanında, Bağdat’ta bir Şeyh yaşardı. Beş yüze yakın da talebesi vardı… Gavs-ül-A’zam Geylani hazretleri, bir mecliste vaaz verirken, “Bu ayaklarım, bütün velîlerin omuzları üzerindedir” buyurdu. O an bütün veliler bu sözü kabullendiler. Ancak Bağdat’taki o Şeyh, bu söze kibrinden itiraz etti! O anda bütün manevi…

Devamını oku

Kasr-ı Arifan’dan yükselen nûr!..

Seyyid Muhammed Behaeddin Buhari hazretleri, Silsile-i aliyyenin on beşincisidir. Allahü teâlânın sevgisini kalblere nakşettiği için, kendisine “Şâh-ı Nakşibend” denir…1318 yılında Buhara’ya yakın Kasr-ı Arifan’da doğdu. İslam âlimlerinin en meşhurlarından olup, tasavvufta en yüksek derecelere ulaşmıştır. Zamanında ve kendinden sonraki asırlarda onun sebebi ile pek çok insan, hidayete, doğru yola kavuşmuştur.…

Devamını oku

Gizlice Müslüman olan Rum!..

İmandan sonra namaz gelir. Namaz kılmayan yüz bin hac yapsa, yüz bin altın sadaka dağıtsa, yüz bin fakir doyursa hepsi bir vakit namazın sevabına ulaşamaz. Temelsiz bina olmaz. Namaz dinin temelidir. Direksiz bina olmaz, namaz dinin direğidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyhekî]…

Devamını oku

Buhârâ’dan doğan güneş…

Emir Gilâl hazretleri, her anını İslamiyet’e uygun olarak geçirmiş, pek çok kimse onun sohbet ve derslerinde kemale gelmiştir.Seyyid Emir Gilâl hazretleri, Silsile-i aliyyenin on dördüncüsüdür. Hazret-i Hüseyin’in soyundandır. Buhârâ’nın Sûhârî kasabasında doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 772 (m. 1370) senesinde aynı yerde vefât etti…Bu mübarek zat, evliyanın meşhurlarından olan Muhammed Baba…

Devamını oku

Kaplumbağa ve akrebin hikâyesi!

İnsanlar iyiliğe elverişli olarak doğar. Ancak, sonradan, nefsin arzularıyla, kötü arkadaşlarla düşüp kalkmakla ve çevrenin etkisiyle kötü huylar edinir. Her hastalık, sebebinin zıddı ile tedavi edilir. Nefsin çeşitli arzularından kurtulmanın ilacı, aza kanaat ve sabırdır. Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını…

Devamını oku