Kardeşinin hatırına affedildin!

Bir zamanlar, anneleri yatalak hasta olan iki kardeş vardı. Bir gece biri, diğer gece biri hizmetini görmek üzere anlaşmışlardı. Ancak!.. İmandan sonra birinci vazifemiz ana-babamızın kalbini kırmamaktır. Onların kalbini kırarsak ibadetimiz kabul olmaz. Müslüman doğmamıza ve Müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırmak büyük bedbahtlıktır. Onlar bizden razı olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği kulu…

Devamını oku

Seni tanıyan birini getir!

Bir adam Hazret-i Ömer’in yanında bir hususta şahitlikte bulunmuştu. Ona; “Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir!” buyurdu… Bir insanı tanımak; simasını, kaşını-gözünü bilmek değildir. Salih mi, fâsık mı? Âlim mi, cahil mi? Yalancı mı? Sır tutar mı?.. Bunun gibi hususiyetleri bilinmezse o kişiyi tanımış olmayız… Birini iyi tanımak için bazı kriterler vardır. Mesela…

Devamını oku

Cephede bayram namazı!..

“Hâfız, yarın Ramazan Bayramını idrak edeceğiz inşallah! Asker toplu olarak bayram namazı kılmak istiyor. Ne dediysem, vazgeçiremedim.” Mart ayında bulunmamız hasebiyle, bugün yine Çanakkale Harbi’nin devam ettiği günlere götüreceğiz sizleri…  Savaş bütün şiddetiyle devam ediyordu… Ramazan Bayramına bir gün kalmıştı… Cephe kumandanı Vehip Paşa, 9’uncu Tümen’in genç imamını çağırarak mahzun…

Devamını oku

Bombacı Mehmet Çavuş

Çanakkale muharebelerinde bir “Bombacı Mehmet Çavuş” vardı. İngilizlerin fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar, karşı siperlere fırlatırdı!.. Bir “Bombacı Mehmet Çavuş” vardı. Çanakkale muharebelerinde Seddülbahir ve Conkbayırı’nın büyük kahramanlarındandı… Bu kahraman Anadolu evladının özelliği; İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar, geldiği yere fırlatır ve zararını kendilerine çevirirdi. İngilizler bunu durumu anlamışlar ve bombaları, pimini…

Devamını oku

Bir mücahidin son mektubu

“Hanife Hanım! Bugünlerde her zamankinden daha önemli muharebelere gireceğiz. Gidip de gelememek, gelip de bıraktıklarımı bulamamak var.” Çanakkale anlatmakla, yazmakla bitmez… Yine o günlerdeyiz… Gümüşhane’nin Şiran ilçesinden “Yetimoğlu Mustafa”nın oğlu Üsteğmen Zahid, (Mülâzim-i Sani Zahit Efendi) Çanakkale’de şehit olan kahramanlarımızdan biridir. Vefatından önce hanımına yazdığı mektubu, buyurun ibretle okuyalım:“Aziziye (Pınarbaşı) ilçesinin…

Devamını oku

Ey oğlum, rızkına râzı ol!

Ca’fer-i Sâdık? hazretleri bütün din bilgilerinde olduğu gibi, zamanının bütün fen ilimlerinde de söz sahibiydi. En meşhûr talebesi İmâm-ı a’zamdır. Bugün de, Oniki İmâm’ın altıncısı Seyyid İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’tan “rahmetullahi teâlâ aleyh” bahsederek bereketlenelim…  Ca’fer-i Sâdık hazretleri, Hazret-i Ali’nin torununun torunu olup, Eshâb-ı kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın büyüklerinden olup, silsile-i âliyyenin dördüncüsüdür. 765 senesinde Mekke’de…

Devamını oku