Hazret-i Osman’ın teyzesi…

Hayâ timsali, ikrâm ve iyilikler menbaı, Üçüncü Halîfe Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” nasıl iman ettiğini kendisi şöyle anlatır:    İyiyi kötüden ayıra­bilen, kehânet ilmini bilen, başka ilimlerden de haberi olan bir teyzem vardı… Bir gün onu ziyarete gittim. Meğer bir kasîde söy­lemiş. O kasîde içinde Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”…

Devamını oku

İşte gerçek sevgi!..

Bugün, İhlas Holding’in Kurucusu Enver Ören Ağabeyimizin vefat yıl dönümüdür. Rahmetlinin anlattığı bir menkıbeyi sizlerle paylaşmak istedim… İsa aleyhisselam bir köye gitmişti. Orada çobanlık yapan fakir bir delikanlı gördü ve onun misafiri oldu. Delikanlıya “Senin hiçbir derdin yok mu?” deyince; “Efendim ne olur yaramı deşmeyin! Yaram büyük, kalbim ağrıyor. Olmayacağını…

Devamını oku

Hâkimin kararı, tüccarın zararı!

Eski zamanlarda; zengin ve hasisliğiyle meşhur bir tüccar vardı. Bu pinti adam bir gün sahrada giderken, içinde 800 altın olan torbasını heybesinden düşürür. Ancak, bir türlü bulamaz. O bölge halkına “Şu, şu özellikte torba kaybolmuştur, bulup getirene 100 altın hediye vereceğim” diye ilan eder…  Salih bir genç bu torbayı bulur.…

Devamını oku

Anama yüz sopa vurulacaktır!..

Bugün, Ruslara karşı Kafkasya’yı ayağa kaldıran mücâhid, nam-ı diğer “Kafkas Kartalı” Şeyh Şamil’in vefat yıl dönümüdür… Şeyh Şamil, yirmi sene kahramanca cihad yaparak, Rus ordularını perişan etti. Ancak Rus kuvvetleri, Anadolu’dan gelen silâh ikmâl yollarını kesince dayanma güçleri kalmadı ve 6 Eylül 1859’da teslim olmak mecbûriyetinde kaldı… Daha sonra müsaade…

Devamını oku

Bir rüya ile talebe olan Sultan!

Sultan Birinci Ahmed Han, on dördüncü Osmanlı Padişahı olup, İslam halifelerinin de yetmiş dokuzuncusudur…  Tahta çıktıktan bir süre sonra bir rüyasında, Macaristan Kralı ile mücadele ederken sırtüstü yere düştüğünü, kralın da üstüne çıktığını gördü… Padişahın bu rüyasını gerek sarayda gerekse saray dışında makul bir yorumlayan çıkmadı. Bunun üzerine Padişaha bu…

Devamını oku

Mezardaki mahzun ölü!..

Din büyükleri buyuruyor ki: Ölünün mezardaki hâli, denize düşmüş, boğulmak üzere olup, imdat diye bağıran kimseye benzer. Buna ne yapılır? “Kırkını bekle, sene-i devriyen dolsun, o zaman geliriz” denmez. Beklemeden derhal kurtarmaya çalışılır. Nasıl kurtarılır? Ekmek, su verilmez. Kur’an-ı kerim, mesela 11 İhlâs ve 1 Fâtiha okunup ruhuna hediye edilirse,…

Devamını oku