Bir rahibin ibretli mektubu!

Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu. İnsanların kusursuz olması veya insanın düşüklüğü, daha ziyade iffet işinde belli olur. Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini muhafaza edenlere, büyük mükafatlar vadetmiş, iffetini…

Devamını oku

“Sözlerin sultanı sensin!..”

Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. Bir gün şöyle dua etti: “Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim, o günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azâb etme. Ey mahlûkâtın, yaratıkların canlıların ihtiyacını gideren Rabbim! Sen…

Devamını oku

Hazret-i Ebu Bekir niçin üstün? -2-

Hazret-i Ebu Bekir’in üstün olmasını, sadece ilk Müslüman olmasına veya sadece malını vermesine bağlamak yeterli sebep değildir. İlk Müslüman olan Hazret-i Hatice validemiz de, bütün malını bağışladı. Hazret-i Osman da, malla çok destek verdi. Bir savaşta, nesi varsa hepsini verdi. Resulullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yâ Rabbî, Osman’a hesap sorma!)…

Devamını oku

Yerinde duramayan “Deli Birâder!”

Deli Birâder, Osmanlı devri âlim ve velîlerinden. 1465 (H.870) senesinde Bursa’da doğdu. Asıl ismi Muhammed bin Durmuş’tur. 1534 (H.941) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti… Muhammed bin Durmuş, herkesin sevdiği, sohbetini dinlemeye can attığı bir kimse idi. İnsanlarla konuşurken, nükteli ve latîf kelimeler kullanırdı. Şiir de söylerdi. Bâzı halleri ve söylediği…

Devamını oku

Ferman dinlemeyen Sadrazam!

Bugün, Osmanlı Sultanı İkinci Ahmed Han’ın vefat yıl dönümüdür. (6 Şubat 1695) İkinci Ahmed Han, 21. Osmanlı Padişahı ve 13. Osmanlı Halifesi olarak tahta çıktı… Çok merhametli olan ll. Ahmet Han, zaman zaman kıyafetini değiştirerek halk arasında dolaşır, insanların dertlerini sabırla dinler, çare bulunması için gerekli yerlere emirler verirdi. İslamiyet’e…

Devamını oku

Şeker tüccarının pişmanlığı!..

Basra’da bir tüccar vardı. İran’daki bir adamı mektup yazarak ”Bu sene şeker kamışının verimli olmadığını, çok şeker almasını” bildirdi! Muteber kitaplarda buyuruluyor ki: Dinimizde kâr haddi yoktur. Fakat ihtikâr ve fahiş fiyat yasaklanmıştır… Medine-i münevverede pahalılık olmuştu. Fiyatlar yükseldiği için kâr haddi koyması istenildiğinde, Peygamber efendimiz, (Fiyatları koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan,…

Devamını oku