Delide para ne gezer!..

Eskiden, akıllı geçinen bir kimse varmış. Bu adam aynı zamanda çok da açgözlü biriymiş… Bir gün ruh ve sinir hastalıkları hastahânesine uğramış. Hastalardan birine; -Sen kaç yıldır ve niçin buradasın? diye sormuş. O da; -Senesini unuttum. Ben deli falan da değilim. Doktorlardan “zararlı harfler”i saymalarını istiyorum; cevap veremiyorlar. Ben sayınca…

Devamını oku

Kaybeden, iftiracılar oldu!..

İmam-ı Rabbani Müceddid-i elf-i sani Şeyh Ahmed-i Faruki Serhendi hazretleri, (1563-1624) Hindistan’da yetişen en büyük velî ve âlimdir. Âriflerin ışığı, velilerin önderi, İslam’ın bekçisidir… Hasetçiler, bu mübarek zata iftira atarak zamanın Sultanına şikâyet ettiler. Sultan bu iftiracılararın sözlerine inandı. Oğlu Şah Cihan’ı gönderip, İmâm-ı Rabbânî hazretlerini, evlâtlarını ve talebelerini çağırıp,…

Devamını oku

İşte Allah’tan böyle korkulur!

Rebî bin Heysem hazretleri, Tabiîn devrinde Kûfe’de yetişen büyük âlimlerdendir. Eshâb-ı kirâm’ın birçoğu ile görüşmüş, onlardan ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyetinde bulunmuştur… Bu mübarek zat, gözünü haramlardan o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki; bâzıları onu kör zannederdi! Yirmi sene Abdullah İbn-i Mes’ud hazretleriyle beraber bulundu. Hatta İbn-i Mes’udun hizmetçisi…

Devamını oku

Melekler arasında müjdelenen zat!..

Sa’d bin Mu’âz radıyallahü anh, Abdüleşheloğulları kabilesinin reisiydi. Kavmi, onun Müslüman olduğunu duyar duymaz hep birlikte iman ettiler. Bedir ve Uhud Savaşına katılan bu mübarek zat, gösterdiği cesâret ve kahramanlıkla Eshâb-ı kirâm arasında çok sevilirdi. Uhud’da Peygamber aleyhisselam yaralanmıştı. Sa’d bin Mu’âz, Resûlullah’ın yaralarını sarıp, tedâvi etti… Sa’d bin Mu’âz…

Devamını oku

Allah için olan işin bedeli!..

Din büyükleri buyuruyor ki: Dinin aslı, ilim, amel ve ihlâstır. En zoru da ihlâstır. İhlas, her işte Allahü teâlanın rızasını gözetmektir. Allahü teâlâ, ihlâsı olanların yardımcısıdır, koruyucusudur. İhlâs olmazsa, her şey noksan olur, insanın başı dertten kurtulmaz. Allahü teâlâ, “İhlâsla ibadet edeni Cennete koyacağım” buyuruyor. Allah sözünden dönmez. İhlâsla olmak…

Devamını oku

Ak tas, ak bal ve ak kıl!..

“Ümmetimin yüzü bu tastan nurludur. Ümmetim için şefaat bu baldan tatlıdır. Şefaatin kabul olması bu kıldan incedir.” Bir gün Peygamber efendimiz aleyhisselam, Eshab-ı güzin hazretleri ile otururken, kudretten ortaya bir ak tas geldi. İçi ak bal ile dolu idi. Üstünde de bir ak kıl vardı. Hayret ettiler. Resulullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:-Gelin her birimiz bu…

Devamını oku