Saadetin başı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir mümin, evliya bir zatın kabrini ziyarete giderse, o zatın kalbinden bu müminin kalbine feyz akar. Ziyaret eden de, feyz geldiğini anlar. Çünkü kalbinde âhirete karşı, Allahü teâlâya karşı sevgi artar. Eğer artmıyor, dünya sevgisi devam ediyorsa, ya kendisinde veya gittiği yerde bir kusur vardır.…

Devamını oku

Başarının temeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir saatin düzgün çalışması, vakti doğru göstermesi için, içindeki bütün dişlilerin, birbirleriyle uyumlu olması lazımdır. İçerideki dişlilerden küçük biri kırık veya paslı olsa, ya saat çalışmaz veya yanlış gösterir. Her tarafı altın da olsa, böyle bir saat kullanılmaz. Dinimize yapılan hizmetler de, bir saate benzer.…

Devamını oku

Kibir alameti

Sual: S. Ebediyye’de (Erkeklerin, pantolonu, ayaklarını örtecek kadar uzatması mekruhtur) deniyor. Uzun veya kısa olması niye mekruh oluyor? CEVAP: Eskiden etekleri yere sürümek kibir alametiydi. Pantolonun paçalarının yere sürülmesine günümüzde paspallık dense bile, kibirlilere de benzediği için mekruh oluyor. Bir hadis-i şerifte, (Önceki ümmetlerden kibirli biri, eteklerini yerde sürüyerek yürürdü. Allah’ın gayretine dokunarak,…

Devamını oku

Kadına “yaratıcı” demek

Sual: İlahiyatçı bir bayan, (Mevlana, “Kadın, sadece sevgili değil, sanki Hâlık’tır, mahlûk değil” demiştir. Kadın, Allah’ın yaratıcı kudretinden vasıflar taşımaktadır) diyor. Hazret-i Mevlana, (Kadın mahlûk değil, Hâlık’tır) demiş midir?  CEVAP: Hazret-i Mevlana veya başka bir zat, hâşâ (Kadın mahlûk değil, Hâlık’tır) dememiştir. Çünkü böyle söylemek küfürdür. Yaratmak iki türlüdür: 1- Hiç yoktan var etmek: Mesela yerleri, gökleri;…

Devamını oku

Kelam-ı ilahi

Sual: Resulullah’ın her sözü Allah kelamı gibi kabul edilir mi? Onun vârisi olan âlimlerin ve mürşid-i kâmillerin ictihadlarını, dinle ilgili sözlerini, açıklamalarını, Resulullah’ın sözleri gibi sağlam kabul etmek, kelam-ı ilahinin bir açıklaması olarak görmek caiz midir? CEVAP: Resulullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” din hakkındaki her sözü, Kur’ana dayanır. İctihadında yanılabilirse…

Devamını oku

Kelam-ı ilahi -2-

Hadis-i şerifler, kelam-ı ilahinin başka kelimelerle açıklanmış hâlidir. Bu bakımdan Resulullah’ın sözlerini kelam-ı ilahîden ayrı kabul etmek yanlıştır. Kur’an-ı kerim okuyunca (Sadakallah-ül-azîm) dediğimiz gibi, hadislerden sonra da desek küfür olmaz. Çünkü Allah’ın sözünün doğruluğunu tasdik ediyoruz. Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, nasıl Allahü teâlâdan gelenleri ümmetine aktarmışsa, Resulullah’ın vârisleri olan…

Devamını oku