Kavuştuğumuz nimetlere şükrediyor muyuz?..

Rabbimizin üzerimizdeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. İçinde bulunduğumuz bunca nimetleri biz istemedik, böyle bir talebimiz de olmadı. Bizim bunlara muhtaç olduğumuz, bunlarsız yapamayacağımız bilindiği için ihsan edildi. Biz bilsek de bilmesek de hakikat budur… Kavuştuğumuz bunca nimetlere şükrediyor muyuz? İtiraf edelim ki hayır. Rabbimiz de; şükreden kullarım azdır buyuruyor. Şükretmiyorsak…

Devamını oku

Bu ay, sabır ayıdır…

Rabbimiz, bize neyi emretmişse, neyi yapmamızı buyurduysa mutlaka onda bizim maddi ve manevi faydalarımız vardır. Hangilerini haram kılmışsa, şüphesiz onlarda da pek çok zararlarımız vardır. Bugün anlamasak bile yarın, gün geçtikçe daha iyi anlayacağız. Biz bilemeyiz, o bilir… Bizleri yaratan ve yaşatan, annemizden daha çok bize şefkati olan Rabbimizi dinlersek,…

Devamını oku

Bu dünya, ebedi saadet yeri değildir!..

Bir hadis-i kudside Rabbimizin bizi annemizden daha çok sevdiği bildirilmektedir. Süfyan-ı Sevri rahimehullah, bir hastayı ziyarete gider. Hasta çok genç, ama hastalığı ağır, son demlerini yaşamaktadır… Annesi ve babası baş ucunda ağlıyorlar. Süfyan hazretleri onlara der ki: “Hiç ağlamayın. Oğlunuz öyle birinin huzuruna gidiyor ki, ona ikinizden de daha çok…

Devamını oku

Berât gecesini ihya ediniz!..

İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: “Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım.” Demiş ki: “Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz…” Ona demişler ki: “Âhir zamanda…

Devamını oku

Ağaç yaş iken eğilir!..

Yavrular, anne, baba ve milletin elinde bir emanettir.Anne-baba olarak, millet olarak evlatlarımıza sahip çıkmazsak emanete hıyanet etmiş oluruz. Bunun cezasını dünyada da, ahirette de çekeriz.Çocukların ve gençlerin temiz kalpleri kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi, her şekli alabilir. Küçük iken, hiçbir şekle girmemiştir. Temiz toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum…

Devamını oku

“İsra” ve “Mirâc”…

Mirâc, Resul-i Ekrem aleyhisselamın Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar götürülüp oradan semaya çıkması olayına denir.Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar gitmesine “İsra” denir. İsra suresinin 1. âyet-i kerimesi ile sabittir. Buna inanmayan kâfir olur.Mescid-i Aksa’dan semaya çıkmasına da “Mirâc” adı verilir. Sahih olan birçok hadis-i şeriflerle sabittir. Bu itibarla Mirâcı inkâr…

Devamını oku