Gerçeği otuz yıl sonra öğrendim

Okuma yolum kapanmış, hâkim olma hayalim suya düşmüştü. Gizlice ağladığım günlerden bir gündü. Koyunlara gitmiştim. Akşam eve döndüğümde garip anam verdi müjdeyi: -İmam Hatip Okulu’nun kazanmışsın oğlum. Sevinçle şaşkınlık arası dondum kaldım. Anam boynuma sarılmıştı. Pek gülmeyen babam bile gülüyordu. Çavuşköy İlkokul Müdürü “Postada gecikme olmuş. Kayıt bitimine az kalmış,…

Devamını oku

Turgut Özal’ın çanta siparişi

Çantacılık yapan dostumuz Halim Bey anlattı… Bir gün kendisine bir telefon gelir… Halim Bey telefonu açar, “Buyurun efendim” der. Karşısındaki ses kırk yıl düşünse aklına gelmeyeceği bir isme aittir. “Ben Turgut Özal” diye başlar… Halim Bey şaşırmıştır. Arayanın Cumhurbaşkanı Özal olduğuna inanamaz… Bir arkadaşının kendisine şaka yaptığını zanneder. Ama Turgut…

Devamını oku

Yuvamı kurtarmak uğruna

Küçüktüm… Daha henüz on beşindeydim beni gelin olarak evlerine götürdüklerinde… Evliliğin ne olduğunu bile bilmiyordum. Gelin olduktan sonra omuzlarıma konulacak ağırlığın farkında bile değildim. Allı pullu kıyafetler, cicili bicili ayakkabılardan ibaret geliyordu düğün denilen şey… Sonra acı gerçekler hayal dünyamı mağlup etmişti. Evlilik mutluluğa açılan bir pencere diye hayal kurarken…

Devamını oku

Sonra kendimden utandım

Günlerden Pazardı… Saat sabahın sekiz, sekiz buçuğu… Rasathane Mahallesinden Meydan’a doğru gazete bayii baka baka yürüyorum. Yaklaşık yarım saat süren zaman içinde en az on tane gazete bayii geçtim. Hepsi kapalı… Gazete paketleri getirilip bırakılmış kapıya… Ama bayii gelip açmamış… Sokaklara bakıyorum oldukça tenha… Kimse yok desem yeridir… Koca şehir…

Devamını oku

Değer miydi babacığım?

Ah babacığım… Değer miydi hem hayatını hem ahiretini mahvetmeye… Şimdi öbür âlemde hesabını nasıl veriyorsundur kim bilir? Yine de bütün dualarımız seninle…  Allah kimseye böyle hatalar yaptırmasın… Annem öleli çok olmamıştı. Henüz bir yıl olmuştu. Babam için 45 yıllık eşini unutmak ne de kolay olmuştu. Oysa fedakâr anacığımın hayatı boyunca…

Devamını oku

Elindeki o ışıldayan ne?

1988-1989 yıllarıydı… Anadolu’nun küçük bir kasabasında ilkokul 5. sınıfta idim. Sınıfımıza yeni bir çocuk katılmıştı… Zengin bir ailenin oğluydu. Uzun boylu havalı ve yakışıklıydı… Aslında çok iyiydi ama aşırı yaramazdı… O kadar ki bir keresinde bacaya sıkışmış itfaiye kurtarmıştı. Ama o benim yol arkadaşımdı. Okul çıkışında ovanın yüzünde en son…

Devamını oku