Seni çok özledim anne…

Belki annemin mektubunu çöpe atmışlardır. Altüst ettiğim çöp kovasında bir parça kâğıt dahi bulamamıştım. Anneme dair hiçbir iz bırakmıyorlardı. Sanırım tandırda yakmışlar. Ellerim yanıma düşmüş,  hayallerim müteessir olmuştu. Karamsarlık üstüme çökmemeliydi. Kapı arkasından duyduklarım yetmez miydi? Annem yakında beni almaya gelecekmiş. Bu havadis mesut olmam için yeterliydi. Sevinçle el ele…

Devamını oku

Sudan bir hikâye…

Yıl 1992… İstanbul-Fatih’te oturuyorduk… Susuzluğun zirvesini yaşadığımız yıllardı… Evlerde musluklar akmaz haldeydi… Haftada bir gün mahallemize su verilirdi… O da birinci ikinci katlardaki evler tarafından alındığı için üst katlara su çıkma şansı pek yoktu… Biz ikinci katta oturuyorduk. Ama bodrum yüksek olduğu için evimiz üçüncü katta gibiydi… Su geldiği günün…

Devamını oku

Günümüz gençliği pek bilmez

1983 Yerköy Lisesi mezunuyum. Lise yıllarımda fazla başarılı olmayan bir öğrenciydim. O yıllarda da üniversite imtihanları şimdi olduğu gibi ÖSS-ÖYS şeklinde iki aşamalıydı. Birinci imtihanı sınıfımızda 33 öğrenciden sadece 11 kişi kazanmıştı. Kazananlar arasında ben de vardım. Bu duruma arkadaşlarım çok şaşırmıştı. İkinci imtihana yani ÖYS’ye hazırlanmak için dershane araştırdım.…

Devamını oku

Onca emeğim zayi mi olacak?

Kırıkkale’den bindiğiniz yolcu otobüsü sizi Yerköy ilçesine yakın bir mesafede yol kenarına bırakıp kar savurarak uzaklaşır… Sen dağın başında kalakalmışsındır… Eller ceplerde, arada bir çıkartıp ağzından nefes hohlayıp ısıtmaya çalışarak ilçeye gidecek bir araç beklersin gelebilir ümidiyle… Ya da kurda kuşa yem olma korkusuyla dağ başında saatlerce ürkek ve yorgun…

Devamını oku

Çatı katındaki sandık odası

Sıklıkla rüyalarıma gelir iç dünyamı allak bullak ederdi. Yalnızlığımın gölgesi gibi gezinir sonra yavaşça düşlerimin kapılarını kapatıp giderdi. Neye yoracağımı bilemediğim rüyalarımı bazen babaanneme anlatma gereği duyardım. O da rüya tabirinde yüreğimdeki yarayı kanatırdı. – O senin uğursuz annendir. Kararttı aydınlık günümüzü. Annemi anarken isminin yanına hep “uğursuz” sıfatını iliştirirdi.…

Devamını oku

Annem beni unutmamış!..

Annemin beni bırakıp Almanya’ya gittiğini düşündükçe içimdeki nefret çocuk, öfkemi körükler ama hasret çocuk elimi tutan nefreti itip düşürürdü. Sevgi dilencisi tarafım ise hasret ve nefretin çekişmelerinde araya girer içimdeki savaşı sulha çalışırdı. Bu hengâme içinde üç duygudan birisi burnuma eşsiz bir koku üfleyip hasreti açığa çıkartarak genzimi sızlatırdı. Rüyalarımda…

Devamını oku