Arefe günü ve gecesinin fazîleti

İçinde bulunduğumuz mübârek Zilhicce ayının 8. gününe (Arefe gününden bir önceki güne) “Terviye Günü” denir. “Terviye” denmesinin sebebi, hacıların o gün Zemzem suyundan doya doya içip kanmalarındandır. “Terviye”, tefekkür mânâsında da kullanılmaktadır. Nitekim İbrâhîm aleyhisselâm, Zilhicce ayının 8. gecesi, rüyâsında; “Kendi oğlu İsmâîl’i keser hâlde” gördü. Sabâh olunca, “Rüyâ şeytânî…

Devamını oku

Mübârek Kurban Bayramı’nın fazîleti

Burada makâlemizin hemen başında ifâde edelim ki, Müslümânlar, her yıl, “Ramazan ayı”nda ve “Arefe günü”nde günâhları afv edildiği için sevinirler, sürûrları avdet eder. Bundan dolayı Arapça’da “bayram”a “îd” denilmiştir. Peygamber Efendimiz, Mekke-i mükerreme’den Medîne-i münevvere’ye hicret edince, Medînelilerin Câhiliye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını gördü ve onları îkâz etti; “Allahü teâlâ,…

Devamını oku

Hac ve kurbana dâir birkaç kelime

Dün, hicrî-kamerî senenin son ayı, “hac ayları”mızdan ve “harâm aylar”dan olan mübârek “Zil-hicce” ayını idrâk ettik. Kurbân Bayramının bulunduğu aya “Zi’l-hicce ayı” denir. Bu ay (Zi’l-hicce), hem “el-Eşhüru’l-hurum=Eşhür-i hurum” denilen “harâm aylar”dan, hem de “eşhüru’l-hac” denilen “hac ayları”ndandır. Bilindiği gibi, “Harâm aylar”: Recep, Zil-kâ’de, Zil-hicce ve Muharrem aylarıdır. “Hac ayları”…

Devamını oku

Kurban hakkında birkaç kelime

Kurbân; koyun, koç, keçi ve [anası gibi gösterişli 6 aylık kuzu], inek, dana, öküz, boğa, manda veya deveyi, Kurbân Bayramının ilk üç gününde, kurbân niyeti ile kesmek demektir.Kurbân nisâbına mâlik olan ve gerekli diğer şartları taşıyan bir Müslümânın kurbân kesmesi vâciptir; zarûretsiz kurbân kesmemek günâhtır. “Kurbân”, “davar [koyun, koç, keçi…

Devamını oku

İblîs’in meleklere sorduğu suâller

Şeytânın, meleklere sorduğu suâlleri “el-Hadîkatü’n-Nediyye fî Şerhi’t-Tarîkati’l-Muhammediyye” müellifi büyük âlim Abdülğanî Nablüsî (rahmetüllahi aleyh) bildirmiştir.Geçen haftaki 2 makâlemizde, birer nebze, İblîs’ten, İblîs’in hem Sevgili Peygamberimizle, hem de Allahü teâlâ ile konuşmalarından bahsetmiştik. Bugünkü makâlemizde ise, İblîs’in (Şeytân’ın) meleklere sorduğu bazı suâllerden bahsetmek istiyoruz.Şeytânın, meleklere sorduğu suâlleri, “el-Hadîkatü’n-Nediyye fî Şerhi’t-Tarîkati’l-Muhammediyye” müellifi…

Devamını oku

Peygamberimizin İblîs’e suâlleri -1-

Malûm olduğu üzere “Şeytân”: “Kovulmuş, uzaklaştırılmış”, “Allahü teâlânın ‘Âdem’e secde ediniz’ emrine, kibir ve gurûru sebebiyle isyân edip, karşı geldiği için, O’nun rahmetinden uzaklaştırılan varlık, İblîs” manâlarında kullanılmaktadır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde (meâlen) buyurdu ki: “Şeytân, insana çok şeyi söz verir ve birçok şeyi hâtırlatır. Şeytânın söz verdiği şeylerin hepsi…

Devamını oku