Mikrobu bulan ve kanseri tedavi eden Akşemseddin hazretleri

Bugünkü makâlemizde, sizlere, Osmânlılar zamânında yetişen ulemâ ve evliyânın büyüklerinden, İstanbul’un ma’nevî fâtihi ve büyük âlim Akşemseddin hazretlerinin hayâtı, eserleri, tasavvufî fikirleri ve menkıbevî kişiliğinden birazcık bahsetmek istiyoruz. Evliyânın büyüklerinden Şihâbüddîn-i Sühreverdî’nin neslinden olup, soyu Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk’a ulaşan Akşemseddîn [kuddise sirruh], 1390 (H.792) senesinde Şâm’da doğdu ve 1460…

Devamını oku

Osmanlı’nın bilim ve teknolojideki ileriliği -2-

Mi’mâr Sinân’ın çıraklık devri eseri olan Şehzâdebaşı Câmii’nin 1990’lı yıllarda devâm eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşâat mühendisi, câmiin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı TV’de şöyle anlatmıştı: “Câmi bahçesini çevreleyen havâle duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer…

Devamını oku

İslam medeniyeti ve Osmanlı’nın bilim ve teknolojideki ileriliği -1-

Arabistân ve bazı Asya ülkelerinden sonra Afrika içlerine, İspanya’ya, Avrupa içlerine götürülen İslâm dîni ve medeniyeti, gittiği her yerde insanlara adâlet ve emniyet, huzûr ve saâdet dağıttığı gibi, ilmin ve tekniğin en son mahsûllerini de bol bol saçtı. Şehirler i’mâr edildi, yollar açıldı, hastahâneler, üniversiteler, hânlar, hamâmlar, çeşitli vakıf eserleriyle…

Devamını oku

Receb ayının önemi

Dün idrâkiyle şereflendiğimiz, üç ayların birincisi olan Receb, Allahü teâlânın ayı; ikincisi olan Şa’ban, Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) ayı; Ramazân-ı şerif de ümmet-i Muhammed’in ayı olarak bilinmektedir.Yine Receb ayının tevbe, hürmet ve ibâdet ayı; Şa’bân ayının muhabbet ve hizmet ayı; üç ayların üçüncüsü ve bütün ayların da sultânı…

Devamını oku

Bugün “Üç Aylar” başladı…

Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes, bazı insanlar akrânına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran daha kudsî, daha mukaddes, daha mübârek kılınmıştır. Mukaddes mekânların başında, sırasıyla “Mescid-i Harâm”, “Mescid-i Nebevî”, “Mescid-i Aksâ”, “Mescid-i Kubâ” olmak üzere, Allahü teâlâya ibâdet edilen bütün câmi ve mescidler,…

Devamını oku

İstanbul’un fethi, Sultân Mehmed Hân’a nasîb oldu

Peygamber Efendimizin, “Kostantîniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandân ne güzel kumandân ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadîs-i şerîfinden dolayı İstanbul, Müslümânlar tarafından defâlarca [11 def’a] kuşatılmıştır. Ama muhkem kalelerle korunan [daha önce de 17 defa kuşatılan] şehrin fethi, ancak yedinci Osmanlı pâdişâhı Fâtih Sultân Mehmed’e ve onun şânlı…

Devamını oku