Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi İstanbul’da yetişen velîlerden Abdülehad Nûrî hazretleri devrinde vezîrlerden biri, bir kese “altın” alıp hediye etti bu büyük velîye. Sonra da böbürlendi. İçinden “Bu kadar kıymetli hediyeyi kimse veremez” dedi. Büyük velî bunu sezdi. Ve o vezîre; “Bu altınlarla mı bize minnet ediyorsun. Bunlar, bizim gözümüzde topraktan…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi İstanbul’da yetişen velîlerden Abdülehad Nûrî hazretleri zamânında bir kadı, yâni hâkim vardı. Evi, bu velînin evinin yanındaydı. Ve onu çok seviyordu. Bir gün nefes nefese geldi bu zâta: “Hocam duânıza muhtâcız.” “Hayrola, ne oldu?” “Oğlumuz tâuna yakalandı. Duâ edin de kurtulsun.” Büyük velî; “Ben âciz bir kulum. Allahın…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi İstanbul’da yetişen velîlerden Abdülehad Nûrî hazretleri bir gün talebelerine şöyle seslenir: “Üsküdar’da görülecek bir işimiz vardır. Hanginiz bu işi yapar?” Talebeden ses çıkmaz. Çünkü denizde çok şiddetli “fırtına” vardır. Öyle ki, dalgalar, “sıra dağlar” gibi kıyıya çarpar. Bu yüzden çalışmaz kayıkçılar. Talebeler bunu bilir, hemen “peki”…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi İstanbul’da yetişen Velîlerden Abdülehad Nûrî hazretlerinin talebesinden bir Sâdık Efendi vardır. Bu kişi, Beytullaha gitmek ister bir ara. İzin alıp düşer yollara. Ama bir şey çeker dikkatini. Şöyle ki; Her tehlike ânında Abdülehad Nûrî hazretlerini görür yanında. Nihâyet Kâbe’ye varır. Fakat o da ne? Hocası da…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Abdülehad Nûrî hazretleri, İstanbul’da yetişen büyük velîlerdendir. Hâl ehli olup kerâmetleri anlatılır halk arasında. Bu zât, Peygamber Efendimizden mânevî emir alıp, Midilli’ye gider. Orada yetmiş kişi vardır. Hepsi de gayrimüslimdir. Bu zâtı görünce kalpleri değişir, hepsi îmânla şereflenirler. Sonra İstanbul’a döner. Sultânahmet, Bayezit ve başka büyük câmilerde…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Ahmed Sarban hazretleri, Hayrabolu’da doğdu. Bu zâtın “huysuz” bir hanımı vardır. Geçimsiz mi geçimsiz. Ziyârete gelenleri azarlar. “Siz bu heriften ne bekliyorsunuz?” der ve kovalar. Talebeler bu hâle üzülür! Aralarında konuşur ve; “Ne hikmeti var ki, hocamız bu kadının derdini çekiyor?” derler. Büyük zât bunu anlar.…

Devamını oku