Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Basra’da yaşıyan Mâlik bin Dînar hazretleri, bir sohbetinde “Kardeşlerim! Nasıl ki, yağmurla yerlere ‘can’ gelirse Kur’ân-ı kerîm okumakla da kalplere ‘nûr’ dolar” buyurdu. Ve ekledi: “İki şey vardır ki, ikisi de çok büyük bir nîmettir.” Sordular ki: “Onlar nedir efendim?” “Birincisi; Allah adamlarının sohbetinde bulunmak, ikincisi, gece herkes…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Basra’da yetişen velîlerden Mâlik bin Dînar hazretleri, Hasan-ı Basrî hazretlerinden “Feyiz” alıp, velîler arasına girdi. Ama kendisini gizler, evliyâ olduğunu bilmezdi kimseler. Bir gün evden çıktı. Gidip bindi bir gemiye. Az sonra gemici geldi. “Ücretini ver!” dedi. Ancak hiç para yoktu üzerinde. Zîra hırsız, cüzdanını çalmıştı.…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mâlik bin Dînar hazretleri, büyük velîlerden olup Basra’da doğmuş ve orada vefât etmiştir. Bir gün çok hasta olup hâlsiz düşmüştü. Bakacak kimsesi de yoktu. Ancak çarşıya çıkıp bâzı şeyler alması gerekiyordu. Yürümeye tâkati yoksa da çıktı mecbûren. O sırada devlet adamlarından, makam sâhibi biri geçiyordu. Halk kenara…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mısır’ın büyük âlimlerinden Ziyâeddîn Halil Cündî hazretleri bir gün “salevât-ı şerîfe” okumanın fazîletinden bahsederken şunu anlattı: Bir Müslüman, Hasan-ı Basrî hazretlerine giderek “Efendim, benim bir kızım vardı, geçenlerde vefât etti. Duâ edin de onu rüyâda göreyim” diye ricâ etti. Büyük velî, ona; “Pekâlâ” buyurdu. Açtı ellerini,…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Anadolu’da yetişen velîlerden Taşkesenli İbrâhim Efendi’nin vefâtından sonra o havâlide harp çıkmış, sevdiği gençlerden biri ağır şekilde yaralanmıştı. Harpten sonra evine getirdiler delikanlıyı. Ancak yarası ağırdı. Ve şiddetli ağrıyordu. Ağrı ve acıdan uyuyamadı o gece. Çâresizlik içinde “Yâ Rabbî! Sevdiğin kullar hürmetine bana şifâ ver” diye…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Çeşt beldesinde yetişen evliyanın büyüklerinden Yûsüf bin Muhammed Çeştî hazretleri; seyyid olup, Allahü teâlânın aşkıyla yanardı. Hâl sahibi bir zattı. Kerametleri vardı. Bir ara Herat’a gitti. Geri dönüp gelirken “gönül ehli” dervişlerden birinin evinde misafir oldu. Onun da bir kızı vardı. Hayâ ve iffet sâhibiydi. Kız, o gece rüyasında, bedir hâlindeki Ay’ın gökten…

Devamını oku